Yazılar:
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Türkiye’de Paranoid Ethos’a Dair

Muhammed Furkan Kâhya  |  14/04/2020  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:2.252

1

Devlet, toplum ve birey arasındaki ilişkiyi anlamak, yüzyıllardır giderek önemini artıran bir uğraş olmuştur. İnsan ahlakının kökenine dair tartışmaların ucu bir şekilde devlet yönetimi ve toplum yapısına değer. Modern devletin temellerinin atıldığı 18. asırda ahlakın temelinin ne olduğu konusunda Aydınlanma düşünürleri rasyonel bir zemin oluşturmak için çaba sarf ettiler. Ama bu durum iki eğilim doğurdu. Bunlar; kurucu unsurunu toplum olarak gören Kıta Avrupası devlet anlayışı ve kurucu unsurunu birey olarak gören Anglosakson devlet anlayışı. Ülkemiz, coğrafyasından dolayı Kıta Avrupası ülkelerinden etkilendi ve toplumsallık bireysellikten her zaman bir adım daha önde oldu. Günümüzde ise bireyselleşmek için çabalayan ama toplumsallıktan da uzaklaşamayan insanlardan oluşan bir topumda yaşıyoruz. Bu durumun hem sosyal hem kültürel açıdan eksi ve artıları mevcut olup bunlar da analize ve bütüncül bir değerlendirmeye muhtaç. Bu eksende yapılacak ya da yapılması gereken bir anlama ve anlamlandırma çalışmasının birden çok sosyal bilimler disiplininden beslenmesi ise zaruri. Bu çok yönlü yaklaşım denemesine girişmiş birisi olarak Murat Önderman’ın bir kitabına rast geldim. İsmi ‘’Türkiye’de Paranoid Ethos’’.

Türk halkının sosyal psikolojisine dair klişeden uzak ve iddialı bir kitap. Eser, eğer ileri sürdüğü düşünceler kafasında henüz olgunlaşmamış bir yazar tarafından yazılsaydı çok daha hacimli bir hal alabilecek içeriğe sahip.

Kitap herkesin sabırla okuyup ilerleyebileceği bir üslupta değil. Bu, yazarın edebi bir dile sahip olmamasından ziyade eserin değindiği konuların ancak iç içe geçmiş birçok kavramla anlatılabilecek olmasından kaynaklanıyor. Zira yazar o kavramlara başvurmak yerine sürekli bir açıklamada bulunsaydı şüphesiz kitap bağlamından uzaklaşmış olurdu. Bununla birlikte yazarın kullandığı kavramlarla ilgili hiçbir açıklama yapmadığı düşünülmesin. Yeri geldiğinde bazı ifade veya kavramları hangi anlamda kullandığına değinmeyi ihmal etmemiş.

Yazar, ahlakın ve ahlak kurallarının gruplardaki etki alanını merkeze alarak sosyal ve siyasal paranoyanın etrafında görünen veçheleri inceliyor. Mesela yersiz zarar görme beklentisiyle paranoya arasındaki ilişkiyi bireysel ve kolektif bağlamı ayrı ayrı göz önünde bulundurarak irdelemiş. Güvensiz sosyal ortamın paranoyayı nasıl doğurduğu ve bu durumun açmazlarını merak ediyorsanız doğru kitabı okuyorsunuz. Yazar ele aldığı her konuya dair bir çözümü olduğu iddiasında da değil. Bir sorunun nedenlerini bilmenin her zaman çözüme götürmediğini itiraf etmekten asla çekinmiyor.

Yazar ‘ethos’un karşısına atmosfer kelimesini değil de iklim kelimesini koyuyor. Atmosferin kolayca değişebildiğinden ama iklimin kolayca değişen bir yapısının olmadığından hareketle bu tercihi yaptığı söylenebilir. Sanrı-hezeyan-yanılsama durumları arasındaki fark, tebellür ettirilirken ayrımlar anlaşılır biçimde verilmiş.

Yazarın hem saptama hem iddia olarak kabul edilebilecek görüşlerinden bir tanesi Türk toplumunda kapsayarak değil dışlayarak bütünleşme eğilimin bulunması. Yani en ufak fikirlere bile tolerans gösterme düzeyinin çok az olması. Kitapta bugün herhangi bir konuda otorite olarak rüştünü ispat etmiş birisinin sanki hayatının her alanında otoriteymiş gibi tavır takınıp en ufak eleştiri kabul etmemesi de bu durumla bağlantılı olarak incelenmiş.

Toplum çarkının içindeki paranoid ve şizoid dişliler arasındaki farklılıklara işaret edilen bölüm ilgi çekici. Kendisini merkezde gören kişi (paranoid) ile kendisini çeperde gören kişi (şizoid) arasındaki yaklaşım farkı açıklıklar işlenmiş. Diğer yandan özgüven fazlalığı ile azlığının aynı sonuca yol açan farklı önyargılar doğurabileceğini hiç düşünmemiştim.

Eserde, Türk siyasetinde her kesim ya da baskı grubuna hâkim olan ilkenin “kral hata yapmaz” ilkesi olduğu ileri sürülmüş. Yazar, Türk toplumunda siyasal ya da sosyal olsun hiçbir liderin kendi grubu içinde eleştirilmeye neden tahammül edemediği üzerinde duruyor. Sağ-sol ayırt etmeden her kesimin dinamiklerini kendi özellerinde bazen ayrıntılı bazen sadece özüne değinerek açıklamış. Açıkçası yazar, Cumhuriyetin başından beri sanki her an başka bir kriz doğuyor ve bu krizler bitmediği için sürekli idare etmemiz gerektiği yanılsamasıyla yaşadığımıza işaret etmek istiyor denilebilir. İşte kitapta tam olarak bahsedilen de bu: Paranoya.

Türk toplumunda ‘’karşı gruptansa şerefsizdir’’ anlayışının hâkim olduğunun açıklandığı bölüm de gayet ilginç. Bunu sokaktan geçen herhangi birisine sorduğunuzda doğrulanması muhtemel. Toplumda çok küçük bir kesim dışında kimsenin kendisi gibi düşünmeyene tahammül edemediği ancak bu veciz ifade kullanılarak anlatılabilirdi diye düşünüyorum. Karşı mahallenin çocukları her zaman kötüdür.

Kitap hakkında söylenebilecek en duraksatıcı husus belki de orta seviyeli bir okuru bile rahatlıkla zorlayabilecek bir dile ve içerik yoğunluğuna sahip olması. Bu durum biraz da ele alınan konunun birçok parametreye bağlanmış olmasından ileri geliyor. Yazar üslubunu belki biraz seyreltebilirdi ama yine de bu kitabın yoğunluğuna etki etmeyeceği için okuru zorlayan bir kitap olma özelliğini değiştirmezdi. Şunu da eklemeliyim ki yazar bu yolu bilinçli olarak da tercih etmiş olabilir. Zira bazı yazarlar herkes tarafından anlaşılmak istemenin yanlış anlaşılmaya sebep olabileceğini bilir. Bunu önlemek için de belirli kısım okur tarafından anlaşılmayı kendisi için yeterli görür ve kitabını bu doğrultuda hazırlar. Hitap etmek istediği kitle belki de bu kitabı değerli görüp anlamak için çaba sarf eden kitledir. Tüm bunlara rağmen kitap Türkiye’de hiç alışık olmadığımız türden çok boyutluluğa sahip. Türkiye’nin sosyo-kültürel psikolojisine dair orijinal yaklaşımıyla değerini zamanla daha da artıracak bir çalışma ürünü olduğu ileri sürülebilir. En nihayetinde Türkiye’yi anlamak ve ilk önce kendisine sonra topluma bir şeyler vermek isteyen her insanın sindire sindire okuması gereken bir eser.

Muhammed Furkan Kâhya

Tweet

1 Yorum

  1. Köksal Terzioglu 05.09.2020 18:25:14

    Çok hoş bir kitap analizi olmus. Insan okumuş kadar oluyor. Bu ülkede yaşayan biri olmanın disinda okulda çalışan biri olmak bile bu kitabi okumamı zorunlu kılıyor.

    Cevapla

Köksal Terzioglu için bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Bildiğin Sayfalar

Sonraki Yazı

Cezbenin Ahengi

İlgili Yazılar

  • Göğü Delen Adam

    EdebiFikir
    Künye: Göğü Delen Adam, Erich...
  • Felsefe, Bilim ve Hakikat

    EdebiFikir
    I. Bilginin Kaynağına İlişkin İki...
  • 1

    Konuşan Tarih 4

    Davut Bayraklı
    Yazarımız Davut Bayraklı'nın yeni...
  • 1

    Küreselleştikçe Batılılaşan Dünya

    EdebiFikir
    Künye: Küreselleştikçe...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Obsidyen
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi için Periferi
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için Ömer asaf
  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır için okur
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için .
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Feyza
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için Abdullah
  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yenilgi Yenilgi Büyüyen Yıllar Vardır

    Celal Kuru
    27.02.2021

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Dünya

    By Gönül Sığırcı
    bir devinimin...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...