Bahtın Açık Olsun Aydoğan Abi

Çelik surlarla örülmüş düzlüklerde salınıyordum biteviye. Boşluğun ürpertici sesleri saçlarımın kıvrımına, gözlerimin astigmatına ve zihnimin çamuruna çarpıp geçiyordu habersiz. Üç saniyelik şaşkınlıklar, küçük dalgınlıkları doğuruyordu. Sağ kulağına ezan okuyup adını koyduğum ne varsa kalın bir perdenin tellallığını yapıyordu. “Ben” diyordum ve buzlu camdan tablolar çiziliyordu gökyüzünde. Sorusuz; fakat eksiktim.

Nazik emri katık edip yollara düştüğüm vakit, adım adım umut doldum. Nalbantın çekicinden, sarkacın salınımından ve güneşin döngüsünden kopup gelen ritimlerle yüzümde anlamsız tebessümler beliriyordu. “Ben” diyordum ve parlak bir gelecek çiziliyordu sudaki aksimde.

Karanfil tozundan ve ardıç buğusundan doğan kaos biteyazdı soğuğun eksili rakamlarla ilan edildiği bir sabah. Ayaklarımın altındaki dağlar erimemişti henüz. Falezlerin en dibinden serin bir rüzgâr ruhumun kıvrımlarını okşuyor, yabancı bir şarkının giriş notalarını fısıldıyordu: Bu gidiş nereye? Ne yerden haberim vardı, ne yönlerin tanımlanamaz oluşundan oysa. Ben uykudayken, sanırım zaman merhemi derime çalınmıştı; bu eller bildiğim eller, bu yüz bildiğim yüz değildi. “Ben” diyordum; sonsuz çaplı bir uçurum yükseliyordu ayaklarımın altından. Korkmasam da ciğerlerimden dikenli bir ağaç dalı geçirircesine hıçkırarak ağlamak arzusu sarıyordu her gece ve her sabah.

Le Moine’yi izlemelisin diyene kadar böyleydi ahvalim.

– Kendi rüyanın anlamını kendin bulmalısın…

Aradan geçen yıllarda döngüye, yürümeye dair insanlar okudum, hikâyeler izledim. Fakat hep düşmenin, kaybetmenin ve çabanın öyküsünü yazıp durdum. Durduk mu deseydim? Bir kere ofsayta düşüp saha kenarında maçın bitmesini bekleyen bir çocuğun kalbini taşıyacak cesaretim yoktu ve her şey bittiğinde en azından çabaladım demeye bilenmişti tırnaklarım. Kazıya kazıya kaybetmeyi buldum. Kesin zafer ya da yenilginin olmadığı söylediğin gün, kozadan kurtulan bir kelebeğin kanatları canlandı zihnimde. “Bu kadarcık mıydı her şeyin formülü? Yani gerçekten bu kadar mıydı?” Hayret sözcüğü harf harf, hareke hareke gözlerime bulandı. Fakat bu virüs kana karışmıştı bir kere. Ayak tırnaklarından başlayarak eklemlerindeki sıvıya kadar ayakta tutan ne varsa kurutmaya azmetmişti ya, güvendiğim tüm dağlar beyaza bürünüverdi. Dediğin gibiydi; Allah kendiyle baş başa bırakmak için güvendiğim dağlara kar yağdırıyordu.

En nihayetinde bir muştu borçlu olduklarıma cüzzamdan başka mektup yazamadım. Ne de güzel yenildik ama! Aşk olsun bize!

Bugün öğrendim, gitmişsin. Wittgenstein’ın rüyasını tamamlarsın inşallah. Fıskiyesi olmayan bir köy, hademesi olmayan bir hastane bulursan toprağında saçlarını uzat, rahmet tarasın onları yeniden.

Son olarak, bir yere gitmeden önce vedalaşılması gereken biri varsa, evet, Sulhi Ceylan’dır. Fakat bir Allah’a ısmarladık beklerdim en azından. Köşesine küçük bir kırgınlık iliştirip, bir uçurumun başında, deniz manzaralı büyük bir kayanın yanı başında görüşmek arzusuyla buhranın gri memleketinden bir şarkı gönderiyorum sana: gecene katık olsun.

Oh ne dich

Köknar ağaçlarına gideceğim
Onları son gördüğüm yere
Fakat gece zeminin üzerine bir örtü atıyor
Ve ormanın arkasındaki yolların üzerine
Ve orman, kapkara ve boş.
Keder benim, ah keder.
Ve kuşlar artık şarkı söylemiyor.”

Bahtın açık olsun Aydoğan abi…

 

İbrahim Halil Aslan

 

Şarkıyı dinlemek için

 

 

 

 

DİĞER YAZILAR

8 Yorum

  • Aydoğan abi beni evlatlık al! , 05/07/2021

    Aydoğan abi şu an Masaçusets sokaklarında kendini arıyor sanırsam, hani bizi özel jetiyle malikanesinde yapıcağı davete aldırcaktı :(

  • arşimed'in leğeni , 10/08/2017

    La bu Aydoğan K ne etti size?

  • noktalarbiriktirmek , 21/06/2017

    insanı sevmekten ne hâle geldin be abi . elveda !.!

  • yasemin , 14/06/2017

    İzlanda fiyortlarına karşı nargilesini tüttürüyor. En güzeli…

  • haşmet , 14/06/2017

    Aydoğan K şimdilerde Alp Dağlarında koyunlarını otlatıyor.

  • stockholm savcısı , 14/06/2017

    aydoğan yanına mr. a. karaca’yı da alıp isveç’e yerleşsin

    buralar dar onlara

  • Zaman Yolcusu , 13/06/2017

    Aydoğan baba yoksa ben de yokum

  • Theodor Adorno'nun Kayincosu , 13/06/2017

    Aydogan olayini bilmiyorum fakat bu lezzetli turkceni okurken buyuk keyif aliyorum ibrahim.

Zaman Yolcusu için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir