Yazılar:
  • Distopyadan Ütopyaya
  • Kahraman Öldüğünde
  • Zihniyet ve Din
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi
  • Mezar Saati
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sokağın Nabzı
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Devrim
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sâdî Şirâzî
    • Sezai Karakoç
    • Sözlük
    • Vasiyetim
    • Yenilgi
    • 2119
    • 2050

Omuz Ağrısı Çektiğimiz Günler Bereketli Günlerdi

Sizden Gelenler  |  19/11/2016  |  Kategori : Mektup   |  Okunma:

İnsan düşünmeden edemeyen ve düşündükçe eremeyendir. Derviş düştedir ve kalbini düşürmeyendir. Bu cümleyi kurmak için prova yapmadım, bir anda aklıma geldi. Yükte hafif pahada ağır da olsa işin en güzel tarafı bu: Bir anda olması. Rantsız, elâlemsiz ve apansız. Provasız samimiyetlerin müdafisi olmak tam da böyle bir şey. Çıkarsız.

Kaçıncı rekatta olduğumuzu unuttuğumuzda asgari rekatı baz alarak namaza devam ettikten sonra namaz sonunda neden sehiv secdesi yaptığımızı düşündün mü hiç? Ben düşündüm. Ve farkettim ki huşû ile kılınan namazda secde sayısı mukadderken sehiv secdesiyle kılınan namazda yanılma payı olarak zait secdeler ekleniyor. Hatamızın bedelini artırarak ödüyoruz yani.
Hayat da öyle. Canım hayat!
Hayatımızdaki huşûyu kaybedince  belâ gününü unutuşumuzun bedelini mukadder dertlere eklenen zait sektelerle ödüyoruz. Secdeler gibi kurtarıcı değil ama bu sekteler. Baz alacağımız asgari bir yaşanmışlık yok çünkü heybemizde. Hep bir yarım yamalaklık kesiyor önümüzü. Hep bir bütüne varamamazlık. Engelsiz koşuda çalıları bahane ederek yere düşüyor ve hakemin düdüğü çalmaması için kırk takla atıyoruz. Yara bere içinde kalıyor fiillerimiz. Toz dumana katıyoruz ne varsa alın terimizde. Atletimiz yırtılıyor, ayakkabımız bağ oluyor ayağımıza. Ellerimizi yarışa başladığımız o eğimli tahtada unutuyoruz. Ve maç bitiyor, kaybetmeye devam!

Sadece bunları düşünmedim elbette. Daha neler var neler. Nerden mi geliyor bunlar aklıma? Boşversene, bilmemen daha iyi. Mektuplarımı neden beyaz  A4 kâğıdına ve mürekkepli kalemle yazdığımı düşündün mü hiç? Ben düşündüm. Öyle boş zamanlarımda hobi olarak düşünmedim ama. Kafamın içine tüneyen gurbet kuşlarının sesleri arasında düşündüm, içinden çıkamadığım yoğunluklar kıskacında ve anlam veremediğim dünyaların ortasına düşmüşlüğümün ızdırabında düşündüm. Mektupların mektupluğunu üzerine sinen kalemin samimiyetinden aldığına inanmanın arifesinde, bir söyleşiye gitmişliğim var. Klas duruş sahibi yazarı dünya gözüyle görecek olmanın heyecanı üzerimde tabiî. Kapıda bekliyoruz içeri alınmak için. Uzatmayayım içeri giriyoruz. Sonrası yazarla buluşma, söyleşi ve klas duruş sahibi yazara mektup yazabileceğimize dair bir hatırlatma. Coşuyorum. Ablamla sözleşiyoruz ve eve varınca mektup yazacağız diyoruz. İyi olan kazanacak! Öyle de oluyor. Ablam kazanıyor, ben yine kaybetmeye devam.
Ama asıl hikâye buradan sonra başlıyor. Sen de iyice masalcı ninelere döndün diyeceksin. Haklısın belki. Ama dur, dinle. Sonra ne mi oldu? Ablam mektup yazdı usta’ya. Birkaç hafta sonra cevap geldi. Zarfı pür heyecan açtık. Bir de ne göreyim! Mektup klavye ile yazılmış. Yıkıldım. Öylece kalakaldım. Ben usta’nın klas el yazısının hayaliyle büyütmüştüm bekleyişimi. Evet, usta epey yaşlanmıştı. Zahmetli bir iş olurdu her mektuba el yazısıyla cevap vermek. Ama ben o andaki afallamamla daha da mektup yazamadım klas duruş sahibi yazara. Bu onun hatası değil, biliyorum. Mektubu kalemle yazanların destansı hikâyelerini dinlemekten oluyor hep bunlar.
Çünkü mektup denince keps loklar yanmıyor bende. Kontrola gitmiyor elim. Derdime parantez açmak için bir başka tuşa basmak gelmiyor aklıma. Bek tuşuyla silinecek kadar hafif değil benim yara izlerim, bak morluklar hâlâ belirgin diyorum sonra. Sipeys bir boşluk gibi çöküyor içime. Gerisi kaleme kâğıda hasretlik hep, başka bir şey değil.

Bunca muhtelif düşünce akımında yorulmuyor değilim ama elimde değil inan. Bir de çayı veya suyu sol elle doldurmanın gaflet verdiğini hatırladım geçen gün. Ben sevdiğim için çay, aziz bildiğim için su diyorum, sen asıl esrârın sağ elle doldurmakta olduğunu anla. İnanmazsın, sağ elle doldurduğunda bir başka dolu görünüyor bardak. Boş tarafı kalmıyor. Allah yaratmış ikisi de el  dedin mi, esrâr şifâ olmaz sana.  Ehl-i meymeneyi duymadın mı sen? Kulağını aç derim. Kulağındaki kirlerden arındırmazsan kalbini, eve girdiğinde ev ahâlisine selam vermenin bereketini de duyamazsın. Duvarların üstüne gelmesinden yakınma bak sonra bana. Bozuşuruz.

Bunları neden mi yazıyorum? Sen de amma soru sordun! Derdim vardır inilerim diyeceğim de, o şiir kime aitti sahi diye sormandan korkuyorum. Yunus Emre Hazretleri dediğimde bakışlarının boşlukta geziyor olması endişelendiriyor beni. Üç yudumu geçince kelimenin anlamı yitiyor, inanmıyorsun. Bir de Affan dedenin ellerini öpmemene anlam veremiyor. Mübarek adam, sattı bize çocukluğumuzu. Daha ne yapsın!
Sen bu işin sonunu düşünmüyorsun ama ben düşünüyorum. Yahu yine başa mı döndük deme! Düşün. Bu kez beraber yüklenelim insan olmanın yükünü. Titrememi nöbet  sanma artık. Bak, omzum ağrıyor yine, sonra konuşalım. Ne de olsa dert bir değil elvan elvan…

Zeynep K.

Tweet

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

davut bayraklı’nın gündelik hayatı nasıldır ve nasıl meşhur bir yazar olmuştur?

Sonraki Yazı

Ömür Az Kitap Çok II

İlgili Yazılar

  • 4

    Mezar Saati

    Sulhi Ceylan
    Yıllar var ki sana mektup yazmadım....
  • Arayış

    Tahir Tarık Balıkçı
    “Mecnun öldü! Hurma ağaçlarının...
  • 2

    İnzivâ

    Tahir Tarık Balıkçı
    “Denizler dağların döl...
  • Heybetinden Sual Olunmaz!

    Adem Suvağcı
    https://youtu.be/IdlSv66x7QE Her şey...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Son Yorumlar

  • Kahraman Öldüğünde için hasna para
  • Kahraman Öldüğünde için H. G.
  • Mezar Saati için A.
  • Örümcek Adamın Bundan Haberi Var mı? için Padavra
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi için can
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup için A.b
  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup için #TTB
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi VII için Tahir Tarık
  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi için KöstekliSaatKösteği
  • ben bugün düşüyorum için Derya

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. İbrahim Orhun Kaplan
  11. Mehmet Emir
  12. Mehmet Erikli
  13. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  14. Mücahit Emin Türk
  15. Muhammed Furkan Kâhya
  16. Muhammet Emin Oyar
  17. Ömer Ertürk
  18. Ömer Can Coşkun
  19. Şadiye Sare Kaplan
  20. Sizden Gelenler
  21. Süleyman Mete
  22. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Distopyadan Ütopyaya

    Cüneyt Dal
    01.07.2022

  • Kahraman Öldüğünde

    Sizden Gelenler
    30.06.2022

  • Zihniyet ve Din

    EdebiFikir
    29.06.2022

  • Eski Bir Dosttan Gelen Mektup

    Tahir Tarık Balıkçı
    28.06.2022

  • Kısa Bir Anın Fotoğrafı Yahut Modern Babil Efsanesi

    Mehmet Erikli
    27.06.2022

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Genel
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sâdî Şirâzî
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sokağın Nabzı
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • Efe Dedenin Günlüğü

    By Muhammet Emin Oyar
    Yetmişinden sonra günlük yazmaya...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...