Yazılar:
  • Düşün Düşüşü
  • Kültürün İktidarı Şiirin Piyasası
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Şehrin Filozofu ile Röportaj

Emre Baştuğ  |  08/10/2012  |  Kategori : Söyleşi   |  Okunma:2.975

1

 

Taksim’de akşam saatleri, sıradan bir gün. Aynı kalabalık. Yığınlar akın ediyor ‘İstiklal’ dedikleri caddeye. Sürekli yeni yüzler geçiyor, tezgâhta kestane közleyen adamın önünden. Bir de piyango bileti satan biri var, kestanecinin yanında. Her şey aynı, o kadar kalabalığa rağmen hiç kimse farklı değil bir birinden. İnsanlara umut bileti kesen piyango tezgâhının yanında birisi dikiliyor. Kamburu onun yirmi yıldır o tezgâhın yanında dikildiğini söylüyor sanki. Ne için bekliyor acaba, kimi bekliyor? Çağırıyor beni yanına, habersizce, arkasından yaklaşıp “iyi akşamlar” diyorum. Beni bekliyormuş. Yan taraftaki duvara yaslanıp başlıyoruz, fotoğraftaki Kâzım Amca ile dertleşmeye…

 

Kâzım ben. 1956 yılında Adana doğumluyum…

Elleriniz titriyor…

Evet, rahatsızım, ellerimde ve ayaklarımda ağrı var, iki senedir beni mahvediyor. Başımda da  bir ağrı oluyor ve uyuyamıyorum geceleri. Daha önce birkaç defa kaza geçirdim. Hafızamı kaybettim, bir ara geldi gitti, böyle durumlar yaşadım. Belki onun etkisidir. Şuan çok kötüyüm, rahatsızım.

Doktora gittiniz mi?

Bir iki defa doktora gittim ama bakmıyorlar. Sağlık ocağına gittiğimde bir kaç hap verdi ama bir işe yaramadı, bir şey anlamadım. Bir arkadaşım hastaneye götürmüştü. İlk yardımdan Nörolojiye gönderdiler ama bir şey yok deyip geri gönderdiler. Sigara içme dediler. İki senedir sabrediyorum, geçer diyorum…

Nerede yaşıyorsunuz?

Beyoğlu’da kalıyorum. Kendime bir oda tuttum, küçük bir oda, mezar gibi. Her gün beş lira veriyorum param olunca, yoksa işte; dışarıda.

Soğuk olmuyor mu dışarısı, Aralık ayındayız?

İdare ediyoruz, üç dört tane battaniyeyle. Yazın iyi, parkta yatıyoruz. Ama kışın soğuk oluyor.

Nasıl geçiniyorsunuz?

Eskiden gitar çalıyordum öyle idare ediyor, kendi yağımda kavruluyordum. Şimdi yapamıyorum, ortalıkta dolaşıyorum. Bir gelirim yok. Bazen mendil alıp satıyorum. Ama polisler, zabıtalar izin vermiyorlar satmama. İzin verseler bir köşeye oturup, elime bir gül alsam nafakamı çıkartırım. Ama işte izin vermiyorlar.

İstanbul’a ne zaman, niçin geldiniz?

Adana’da bir ailem, işim vardı. Bazı mekânlarda gitar çalardım, gitar çalmayı askerde öğrenmiştim. Hatta bir ara piyanistlik yaptım beş yıl kadar. Geçimimi böyle sağlıyordum. Eşimle problemler yaşadık ve ayrıldık sonra. Zamanla koptum ailemden. Eşimden ayrıldıktan sonra dolaştım. İzmir, Antalya, Bodrum, Marmaris… İstanbul’a doksanlarda geldim.

En son ne zaman görüştünüz ailenizle?

On beş yıl aradan sonra, iki sene önce tesadüfen yeğenimle karşılaştım. Aldı beni Adana’ya götürdü, cebim de beş yüz lira para vardı. Para bitince de tekrar geri döndüm. Kimseye yük olmak istemiyorum. Belki yeşil kart çıkartırım dedim. Onu da yapamadım.

Çocuklarınız yok mu?

Üç tane kızım var, torunum bile oldu. Onlar da benimle konuşmuyor. Onlar da sokaktaki normal insanlar gibi, ne farkı var ki? Okumuşlar, üniversite bitirmişler, iki tanesi evlendi. Ama dediğim gibi onlarında diğerlerinden hiç bir farkı yok.

Bırakamadığınız alışkanlıklarınız var mı?

Önceden alkol alıyordum ama alkolik değildim, ara sıra içiyordum. Şimdi içmiyorum, bıraktım. Benim babam hacıydı. Sonsuz inancım var. Arada kafama göre namaz kılıyorum. İçimden geldi mi giderim camiye. Bildiğim duaları okuyorum.

Peki halimiz ne olacak, bu insanlar nereye, ne için yürüyorlar?

İnsanlar kötüye gidiyor. Her şey maddi olmuş, insanlık unutulmuş. Şurada düşsen birisi gelip de kaldırmaz seni. Eskiden böyle değildi. İnsanlar dua ederdi, Allah için misafir gelsin diye eve. Şurada ki insanların düşünceleri belli. Bir saatten sonra hangi bara giderim, nere de eğlenirim, kadınları nasıl kandırırım? Yani zevk peşindeler. Gözleri hep vitrinlerde, bir şey görmezler. Diğer insanları halini görmez çünkü çevrelerine bakmazlar. İnsanların yüzüne değil kıyafetine bakarlar.

 Ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?

Bir keresinde oturmuştum, önüme rahatsızım diye yazı koymuştum, başım çok ağrıyordu. Beni mecbur ediyorlar, utanıyorum. Geldi biri ve “kalk” dedi.  “Mendil satıyorum yasak diyorsunuz, böyle yapınca kaldırıyorsunuz. Ne yapayım hırsızlık mı” dedim. “Evet, git hırsızlık yap” dedi.

Hiç unutamadığınız bir olay yaşadınız mı?

Evet. İzmir’deyken ikinci bir evlilik yaşamıştım. Bir zaman sonra eşim rahatsızlandı. Onun o rahatsızlığı beni de etkiledi. Vücudum da garip şeyler oluyordu. İçimde bir şeylerin var olduğunu, beni sardığını hissediyordum. Başa çıkılacak gibi değildi. Hastanelerde bir çözüm bulamadık. Eşe dosta sorduk, bir Allah dostu var dediler. Onu ziyarete. İlginçti, oraya vardığımda caminin içerisinde birisinin oturduğunu gördüm. Hemen anlamıştım o an yanına geldiğimizin “o” olduğunu. Ve hastalığım geçti, bir rahatlama oldu bende. Doktorların bulamadığı çareyi orada bulmuştum, çok garipti. O olaydan sonra ki yıllarda, bir gün tam da hatırlamadığım bir durumda, üzerime gökten bir ışık indiğini gördüm. Işığın içerisinden beyaz bir ata binmiş, bir kadın bana doğru, süzülerek yanıma geldi. Üzerine bindiği atı ellerinin arasına alıp, benim önüme bıraktı ve hiç bir şey demeden aynen geldiği gibi ışığın içinden göğe doğru süzülüp gitti. Anlamadım neden böyle bir şey olduğunu ama çok garipti, çok gerçekçiydi.

Hayattan bir beklentiniz var mı?

Beklentim tabi ki var. Ölümü bekliyorum. En güzel o benim için. Bundan sonra benden ne olabilir ki, tekrar geriye dönüş yok. Herkes için geçerli aslında ölüm. Sonuçta öleceğiz. Allah düşmeden, bu durumdan daha kötü olmadan, kimseye muhtaç etmeden alsın canımı.

Kâzım amcayla yaklaşık bir yirmi dakika konuştuk. “Hafızam arada gidip geliyor, pek bir şey hatırlamıyorum diyordu.”  Anlattıkları biraz dertlendirmiş, biraz da rahatlatmıştı onu. Fazla soru sorup canını sıkmak da istemedim. Birer sigara yaktık, sonra o sordu biraz da ben anlattım. Helalleşip ayrıldık. Kitapçıya uğradım. Dönerken, elinde bir “Şok” poşeti içerisinde bir kaç kağıt mendil, duvarın köşesine çömelmiş olarak gördüm Kâzım Amcayı. Belli ki; beş lira olan, “mezar gibi” dediği odasının kirasını çıkarmaya  çalışıyordu.

Tweet

1 Yorum

  1. Kahrında hoş diyemeyen adam 16.11.2020 15:07:11

    20 dakika içerisinde bitmez tükenmez gibi gördüğümüz aslında rüyadan farksız olan şu fani dünyanın senaryosunu anlatmış hissettim. Aslında elimizde var saydıklarımız anlık olarak yok olabilir. Aslında uyandığımız her gün ölümümüze kalkıyor ve bekliyoruz. Aslında kalbimizi saran bütün hastalıkların şifası Hakka giden yollarda gizli. Ne kadar da yalan dünyanın içerisinde gerçekçi bir hayat.

    Cevapla

Kahrında hoş diyemeyen adam için bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Her Kitap Kitap Değildir

Sonraki Yazı

İnsanlığın Kanı

İlgili Yazılar

  • Edebifikir Anketi: Bilal Can

    Bilal Can
    Şair Bilal Can, Edebifikir...
  • 3

    Edebifikir Anketi: Salim Nacar

    EdebiFikir
    Şair Salim Nacar, Edebifikir anketimizi...
  • Prof. Dr. Cahit Tanyol’dan Cumhuriyet İtirafları

    EdebiFikir
    Aşağıda Türk fikir hayatı için...
  • 1

    Abdullah Harmancı ile Söyleşi

    EdebiFikir
    Abdullah Harmancı ile Edebifikir okurları...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Rüzgâra Tutulmuş Günler – 35 için Mesti bezm-i elest
  • Edebifikir Radyo için okur
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için .
  • Edebifikir Radyo için Ayşen
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için nagehan
  • Edebifikir Radyo için EdebiFikir

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Düşün Düşüşü

    Mehmet Emir
    26.01.2021

  • Kültürün İktidarı Şiirin Piyasası

    Ali Sözer
    25.01.2021

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

  • Edebifikir Radyo

    EdebiFikir
    22.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 5

    Felaket, Duvar ve Talat

    By Süleyman Mete
    Bana ait şiirlerin okunmadığı,...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...