Yazılar:
  • Yenileyen Yenilgi
  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi
  • "Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır"
  • Müsâbaka
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)
  • Sabahattin Âli’yi Kimler Öldürdü?
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
    • Devrim
    • Yenilgi

Sorgulama Dosyası: Neden?

EdebiFikir  |  13/11/2020  |  Kategori : Sorgulama   |  Okunma:2.247

12

Yazarlarımıza, hiçbir ön açıklama olmadan sadece “Neden?” sorusunu sorduk ve akıllarına ilk gelen cevabı yazmalarını istedik. Siz de yorum bölümümüze cevaplarınızı yazabilirsiniz.

***

Ömer Can Coşkun

Çünkü,

“O kadar azız ki sayıca, acı çekenimiz o kadar az ki, ilgilenmeye değmez zaten” (Tomris Uyar, Dizboyu Papatyalar)

 

Bahadır Dadak

Verebileceğim en makul cevap takdirin bu yönde olduğudur. Varlık üzerine pek okumadım, düşünmedim de. Önceleri, çok üzgün olduğumda, yok olmayı, hatta hiç olmamayı yeğlerdim. Sonraları bu isteğin aslında varlığın bir taayyünü olduğunu anladım. Evet, kesinlikle varlık yokluktan üstündür. Yokluk varlığın bir formudur. Umutsuzluk umudun bir formudur. Profanlık kutsallığın bir formudur. Hayatta olmak tercihimize matuf olmadığına göre varlığımızı anlamlandırmak zorundayız.  Düşüncenin kuşatıcı şehvetinden, alışkanlığın, sağduyunun tasallutundan kurtulup öznenin kendisine yönelmeliyiz. Gizli öznenin tahakkümü altında bulunsak bile oluşa ait bilgiye ulaşamadığımız için yüklemler dünyasında sıkışıp kalmış durumdayız. Bu bakımdan tedbirin üzerimizde oluşturduğu baskı takdirin, yani ‘’neden?’’ sorusunun izleğine düşüyor. Kimseye bir reçete yazamam. Cüzzamlı bir köle gibiyim, ağzım her sabah şehvetle köpürüyor, gözlerimde urlar şavkıyor. Dünyayı gördüm, umutsuzluğu tattım. Umudumu yaşatmak için yaşıyorum. Şahsen ben, sorunun cevabını tam manasıyla bilen birinin olmadığını düşünüyorum. Nitekim soru, cevabın bir formu değil mi?

 

Mehmet Raşit Küçükkürtül

(ses olarak zihnimde uyanan) neden yaşıyorum? (peşi sıra, görüntü olarak zihnimde uyanan) sulhi ceylân’ın yarı alaycı yarı kahırlı mütebessim yüzü sehpadaki çaya davranırken, tam bir sohbetin ortasındayken…

 

Celal Kuru

Bu soruya verebileceğim tek cevap “teselli aramak” olabilir. Büyük veli Hâce Yûsuf hemedânî hazretlerine, “hayat nedir?” diye soranlara, “teselli aramaktır.” cevabını vermiş. Eğer bu zat bu meseleyi bu kadar veciz ifade etmeseydi muhtemelen bana yöneltilen bütün sorular cevapsız kalacaktı. Çünkü bir günün yirmi dört saatinde yaptığım her şey evet evet istisnasız her şey teselli aramaktan başka bir şey değil.

Ama yine de bazen öyle anlar oluyor ki, Tanpınar’ın deyimiyle, hiçbir hikmetin teselli edemeyeceği bir hüzün sarıyor kalbimi. O zaman ben de Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin o çok sevdiğim beytini tekrarlıyorum:
“Günler gelip geçmekteler, / Kuşlar gibi uçmaktalar.”

 

Ömer Ertürk

Çünkü öyle murâd etmiş…

 

Feyyaz Kandemir

Çünkü müşkülpesent ve mükemmeliyetçiyim; bu bazen göğüs kafesimde bir zonklamaya sebep oluyor. İnsanın noksanlıklarla mücehhez bir varlık olmasına karşı bir isyan değil benimkisi, dikkatli, titiz ve hassas olmanın bir tezahürü. Kimilerine göre hastalık. Ne yapayım? Böyleyim ve şimdilik bunun tedavisini aramıyorum.

Bir de şu var tabiî: “Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur.”

 

Muhammet Emin Oyar

Çünkü insan çok korkak! Bir o kadar da telaşlı. Hem telaşlı hem de korkak olması onu ahmaklığa itiveriyor. Yakıveriyor gemileri… Sanki o adadan yüzerek kurtulabilecekmiş gibi…

 

Sulhi Ceylan

Soruyu görür görmez aklıma “Neden olmasın?” cevabı geldi. Gerçi soruya soruyla cevap vermek bir kaçış yöntemidir ama niyetim kaçmak değil! Neden mi, çünkü öyle olması gerekiyor. “Olanda hayır vardır” düsturunu dillendirmek kolay ama yaşamak zor. Ben yine de dillendirmiş olayım, dua niyetine geçsin.

Mesele şöyle. İnsan olaylar karşısında bir sebep sonuç ilişkisi kuruyor. Zaten felsefede bilmek, bir şeyin sebeplerini bilmek olarak tanımlanır. Sebepler yani nedenler… O halde insanın doğal olarak bilmek istemesi “Neden?” sorusunu doğuruyor. Öyle ki insan nedenini bilmediği olayların içinde kendini bulduğunda anlam veremiyor. O halde “Neden?” sorusu insanın anlama ulaşmasında bir araçtır diyebilirim.

Neden varım, neden şimdi de dün değil, neden Türkiye’deyim de Beyrut’ta değil, gibi pek çok soru ara ara insana kendini hatırlatır. Fakat “Neden?” sorusu her zaman bu kadar derin anlamlar içermez. Yemeğin geç hazırlanması, kitabın koyduğumuz yerde olmaması gibi neredeyse her şeyin nedenini sorarız. Merakımız bizi buna mecbur eder.

Sözün özü insan, başlı başına bir soru işareti yani kendine sorudur. Cevabı bulmak için etrafına saldıran insan “Neden?” sorusuna sarılır. Ama sorular araçtır amaç değil. Tamam soru sormak cevaba ulaşmada ilk adımdır ama hiçbir soru cevabın kendisi olamaz. Bazen de cevabı aramak, cevabın kendisi olabilir ama bu ayrı bir mesele. O halde “Neden?” sorusu tüm geçici nedenler arkasındaki hakiki nedeni anlamak ya da hissetmek için sarıldığımız bir can simididir. Ama konuyu tasavvufi gözle bakarsak, soru sormayı bırakıp teslimiyet şerbeti içmeden erenlerin bağına giremeyiz vesselam.

 

Edebifikir

 

 

 

Tweet

12 Yorum

  1. Muhammed Mahmud Yıldız 29.11.2020 07:31:08

    Neden umut ediyorum? Çünkü hayat, umut etmektir. Umudumun öldüğü gün, ben de öleceğim.

    Cevapla
  2. Selami Haktanözge 16.11.2020 21:38:04

    Çünkü kalbim aşktan çatlayıp yarılırdı. Dağlarda şarkı söylerdik. Pınarlar pek âb-ı hoşgüvardı. Bin yıllık taşlara körpe teklifler sunardık, ilmek atar suya karpuz salardık. Sağ elimizi kaldırırdık, sol elimizi daldırırdık, kulaç atardık. Ağaca çıkar erik toplardık, kurumuş otlar yolardık. Kesene kadar hayvanlarımız vardı, kestikte rızkımız olurlardı. Bağdaş kurardık, yüzüne bakmazdık, üzünü süzmezdik, bağırırdık, çağırırdık, ağarırdık, hepsi helaldi, sönmez ateş yakardık. Ellerimiz vardı, gırtlağımızda harfler büyürdü, kelimeleri diyemezlerdi, sesleri hep bir cıvıltı gibi gelirdi. Güreşmek ne güzeldi. Tutup ensesinden yâ hak hâke sermek, insanı insana raptolduğu cevherle tesviye etmek, sonra kendi de gelmek, demek sen geldin lebbeyk. Selam olsun düşüp çiçeklerle göz göze gelmenin kavgasına, kalkmaya, kıyama, tekbire, hem teke hem bire, kıbleye, karınca yuvalarına, demine, devranına, kozalağa, akşama, dağılmaya, sana, bana, ona; yana yakıla yanmayasıca. Allah’ım bize katından bir rahmet ver, bir tane daha.

    Cevapla
  3. İlim mâluma tâbi değildir ! 16.11.2020 19:25:57

    Ehli sünnete göre ilim mâluma tâbi olmadığı için “neden” lerin ötesindeki mânâyla ikna olur kalbimiz…

    Cevapla
    • Merak 17.11.2020 10:29:48

      Rica etsem açar mısınız ? Merak ettim de

      Cevapla
      • İlim mâluma tâbi değildir ! 18.11.2020 23:49:48

        (İlim) Tanrı açısından düşünülünce farklı bir anlam, insan açısından düşünülünce farklı şeyler ortaya çıkar. Ben burda tanrı açısından yazdım. Yani Tanrı bilgisini eşyadan, nesneden,insandan almaz. Tanrının bilgisi mâluma tabii olmadığı için bizim eylemlerimizin çok ötesinde nedensizlikler vuku bulabilir….

        Cevapla
  4. Kahrında hoş diyemeyen adam 16.11.2020 10:29:45

    Yani edebifikir okuyucu olmasam “O öyle murad etmiş” der geçerdim ama biraz açılım yapmaya meyilliyim bu aralar. Sulhi ağabey demişti ki kitabında her sorunun bir cevabı vardır, bu bağlamda bir şeydi sanırım. Bir de soruların tek cevabı olduğu kanısında değilim. Önemli olan cevaplar hakikate nispeten ne kadar yakın? Böyle uzar gider. Neden sorusu bana devamlı olarak yaratılışı, var oluşu sordurmaktadır. Biraz üstünde durduğumda konunun varlığın, yokluğa tercih edilmiş olması bir lütuf mahiyeti taşımakta gönlümde. Yoktum var oldum çünkü nimet verilenlerden oldum bu soruyla çok oyalanmak yerine hakikate yakın olarak bulduğumu var saydığım bu cevabın şükrü için mücadele vermekteyim. Yine mateme düşürdü bu soru beni.

    Cevapla
  5. Nazandan 15.11.2020 19:21:33

    Cocukken ‘neden?’ diye sorduğumda ‘kaplumbağa deden derlerdi ya da ‘ sen sor diye ‘ derlerdi , ‘çok soru soruyorsun!’ diyen de az değildi, kovan bile var :) şimdi düşünüyorum da çocukluk rüya gibi çok çok önceki bir rüyada kaldı. Unutulmayan ama tekrar tutulamayan bir rüya. E bu rüyanın icinde bir rüya ben de . Kendi kendimi yordum hep nedenlerle . Niçin de aynı midir ? Içın için kancayı taktıysa bu sorular dışardan kilidi tutar mı dilin . Değilse yandım.. rüyaların da aksidır derler herhalde Sormayalım diyedir . Ya da kaplumbağa dedem değildir aksine ben’imdir. Bir bülbül.olsaydim belki kafese kapatılirdım . Bir sürü nedenle sürünüyorum . Işte dünya hayatı da bir rüya. Aklımın ifadelerimin ,cümlelerimin karışması belki bundan . Bir de uyanınca bu rüyayı anlatması var . Neden sadece rüya, sorunun içindeki cevap gibi. Rüyanın içindeki ben benim içimdeki rüya.

    Cevapla
  6. A-yârsız 15.11.2020 17:40:44

    Çünkü her seferinde kendi içimde affediyorum zaten.

    Cevapla
  7. ruh-u revan 15.11.2020 15:00:00

    Çünkü,
    Yüreği yanmayan, hiçbir yangını söndüremez.

    Cevapla
  8. bekledim 14.11.2020 15:48:05

    çün ki çâre beklemek sandım

    Cevapla
  9. Neden? 13.11.2020 20:36:07

    Ondan

    Cevapla
  10. Ayşe 13.11.2020 15:13:22

    Toplu bir cevaplamaya ben de toplu bir soru sormak isterim! Sayın edebifikir yazarları yeni kitapları ne zaman göreceğiz?

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

İntizâr-ı Müebbed (Ebedi Bekleyiş)

Sonraki Yazı

Medfun Şiirler 2: Tekbir-i Zâr Zarın

İlgili Yazılar

  • 1

    Kütüphanemizde duran ama okumadığımız kitaplar bize ne öğretir? – 5

    Sulhi Ceylan
    Sorgulama...
  • Kütüphanemizde duran ama okumadığımız kitaplar bize ne öğretir? – 4

    Ömer Ertürk
    Sorgulama...
  • 2

    Kütüphanemizde duran ama okumadığımız kitaplar bize ne öğretir? – 3

    Celal Kuru
    Sorgulama...
  • 1

    Kütüphanemizde duran ama okumadığımız kitaplar bize ne öğretir? – 2

    Feyyaz Kandemir
    Sorgulama...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Mihrinaz için buradayımhep
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için genel okuyucu
  • Dut Ağacı için hayri pıtır
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Cüneyd Dal'ı Okur
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Sühan perver
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Feyyaz Kandemir
  • Yenmek(!) = Yenilmek(?) için Celâl Kuru
  • Dut Ağacı için Eksi Beş Karış Miyop
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için sıkı can iyidir
  • Sermest Gezegeni Radyo Programı için EdebiFikir

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Yenileyen Yenilgi

    Mehmet Emir
    26.02.2021

  • Gölgeler Âlemi ve Yenilgi

    Davut Bayraklı
    25.02.2021

  • “Başkalarının Talihsizlikleri Baldan Tatlıdır”

    Sulhi Ceylan
    24.02.2021

  • Müsâbaka

    Ömer Can Coşkun
    23.02.2021

  • Yenmek(!) = Yenilmek(?)

    Cüneyt Dal
    22.02.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Derin Yapılanma
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Devrim
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video
  • Yenilgi

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 2

    90’ların Güzel Çocuklarıyla Üç Gün

    By Raşit Ulaş
    Raşit Ulaş Çetinkaya, tasonun, misketin...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...