Yalancı Oje
yalancı ojeler sürdüm bir asma yaprağının doğumunu andıran ufacık tırnaklarına kızımın ellerini ağzına götürme sakın acı sütü olup incirin tırnaklarından
yalancı ojeler sürdüm bir asma yaprağının doğumunu andıran ufacık tırnaklarına kızımın ellerini ağzına götürme sakın acı sütü olup incirin tırnaklarından
Onlar mükemmeller. Ciltleri pürüzsüz, sütten kesilen bebeklerin yanakları misali pespembeler. Onlar ışıl ışıllar, sistematikler, heyecanlılar, kanlı canlı ve diriler. Omuzları
sevmeye gücüm yok müezza ne hüccetim var cinnetime ne takatim var yanmaya koca bir ordu yönünü değiştiriyor sana bakan gözler
Edebifikir okurları için, yazarlarımızla yazı ve hayat merkezinde samimi bir hasbihal gerçekleştirmeye devam ediyoruz. “Yazarlarımızla Hasbihal” serimizin on ikinci konuğu
Sırtına saplanan bıçaklarda gelinliğini kurutan kadınlar, aynada en güzel halini yakalamadan evden çıkamayanlar, ayrılık mektubunun pullarını taşıyan posta memurları, her
Hangi aklı evvel, dünyanın dışındaki cenneti dünyanın dışında arar? Benim cennetimde serin taşlıklar, 1940’ların Fransız kasabalarından Omaha Sahiline uzanan gölgelik
93 Harbi. Rusçuk, Zara ve Eski Cuma. Bir yola çıkıyoruz. Akabinde kaç vilayet, kaç bucak gezilmiş bilmiyorum. Bildiğim, gittiğimiz her
İki ayrı kumaştan bütün bir entari çıkar mı diye senelerce ayrılığa teyellenen bir arkadaşım var. Henüz çocuk yaşta anne ve
Yaranın, onu zamanla, yavaş yavaş tazeleyip onaracağını bilsem de kabuğu hafifçe kaldırdım. Korkarak ve korkunun verdiği ürpertiden haz duyarak yaranın
bırak bunlarıküf tutmuş ekmeğibu kirli esvaplarıdiğer herkes gibisana da haksızlık yapıldıbaşka her şeye tahammülün var hayattayeter ki iste, kazanabilirsinbir mağlubiyet
Yazarlarımız 2050 yılına dair beklenti, tahmin ve umutlarını kaleme aldılar. Dosyamızın üçüncü yazısı Bahadır Dadak’a ait. *** Ben tam Berlin