Yalancı Oje

yalancı ojeler sürdüm bir asma yaprağının doğumunu andıran ufacık tırnaklarına kızımın ellerini ağzına götürme sakın acı sütü olup incirin tırnaklarından

Enkaz

Doğdum secde ettim ve konuştum bir yudum süte hasretken kızıl denizi ikiye ayırdım kiralandım, duvarları yıkılan bir isme silinmez mürekkebiyle,

Nar

koca bir nar çatlıyor topuklarında annemin biri ben oluyorum tanelerinden diğeri ölü doğan çocuklar toprağa düşüyor adım bir çiğ süt

Üvey Vatandaşlar İçin Teselli Şarkıları 15: Dağlar Birer Dağ, Kuşlar Birer Kuşmuş

Onlar mükemmeller. Ciltleri pürüzsüz, sütten kesilen bebeklerin yanakları misali pespembeler. Onlar ışıl ışıllar, sistematikler, heyecanlılar, kanlı canlı ve diriler. Omuzları

Has Peygamberin Yaslı Kedisine Açık Mektup

sevmeye gücüm yok müezza ne hüccetim var cinnetime ne takatim var yanmaya koca bir ordu yönünü değiştiriyor sana bakan gözler

Yazarlarımızla Hasbihal: Bahadır Dadak

Edebifikir okurları için, yazarlarımızla yazı ve hayat merkezinde samimi bir hasbihal gerçekleştirmeye devam ediyoruz. “Yazarlarımızla Hasbihal” serimizin on ikinci konuğu

Üvey Vatandaşlar İçin Teselli Şarkıları 14: Genişletilmiş Baskı

Sırtına saplanan bıçaklarda gelinliğini kurutan kadınlar, aynada en güzel halini yakalamadan evden çıkamayanlar, ayrılık mektubunun pullarını taşıyan posta memurları, her

Üvey Vatandaşlar İçin Teselli Şarkıları 13: Cennetler ve Begonviller

Hangi aklı evvel, dünyanın dışındaki cenneti dünyanın dışında arar? Benim cennetimde serin taşlıklar, 1940’ların Fransız kasabalarından Omaha Sahiline uzanan gölgelik

Üvey Vatandaşlar İçin Teselli Şarkıları 12: Speedy Gonzales’in Asma Bahçeleri

93 Harbi. Rusçuk, Zara ve Eski Cuma. Bir yola çıkıyoruz. Akabinde kaç vilayet, kaç bucak gezilmiş bilmiyorum. Bildiğim, gittiğimiz her

Üvey Vatandaşlar İçin Teselli Şarkıları-11: Dramatize Yaşam Karamalize Ölüm

İki ayrı kumaştan bütün bir entari çıkar mı diye senelerce ayrılığa teyellenen bir arkadaşım var. Henüz çocuk yaşta anne ve

Sır

ebu umeyr’in kuşuna sordumenes bin mâlik’inbüyük sırrı neydi:– sırlandı nugâyir, kanatları sırra değdi annesine sordum:– elimi bıraktı, sahibine gitti annesinin

Kabuk ve Yara

Yaranın, onu zamanla, yavaş yavaş tazeleyip onaracağını bilsem de kabuğu hafifçe kaldırdım. Korkarak ve korkunun verdiği ürpertiden haz duyarak yaranın

Ah Gitti Güzelim Gömlek

bırak bunlarıküf tutmuş ekmeğibu kirli esvaplarıdiğer herkes gibisana da haksızlık yapıldıbaşka her şeye tahammülün var hayattayeter ki iste, kazanabilirsinbir mağlubiyet

Dosya: 2050 Yılında Türkiye – 3

Yazarlarımız 2050 yılına dair beklenti, tahmin ve umutlarını kaleme aldılar. Dosyamızın üçüncü yazısı Bahadır Dadak’a ait. *** Ben tam Berlin