Biz Âh Etmeye Geldik

Aforizma Edebifikir’de okunur…

***

“Tek tek insanları sevemeyenler, insanlık (hümanizm) kavramını icat etmişlerdir; hem kullanmak hem de rahatlamak için.” Aliya İzzetbegoviç

“İnsanları, hikâyeler birleştirir; gerçekler ayrıştırır.” İmam Şiblî.

“Sevdiğini söylemeyi erteleme; ‘ertesi-’ hiç olmayabilir; çünkü yaşam, çoğun planlandığı gibi gitmez…” Balzac

“Hayranlık mağlup olmuş kıskançlık demektir. Kıskançlık imrenmeye, o da hayranlığa dönüşür. Hayranlık azalınca kin ortaya çıkar.” Peyami Safa

“İnançlı olmak, samimi olmak, ahlaklı olmak kimseyi düşünür veya sanatçı yapmaz, önce dert, aşk ve tutku, sonra yetenek, çaba ve azim gerek!” Dücane Cündioğlu

“Yokluğu bir şey değiştirmeyenin varlığı gereksizdir; etrafına bir bak, hayatında, hangi dostunun yokluğu bir şeyi değiştiriyor?” Dostoyevski

“Gerektiğinde fikrini değiştirmeyi göze alamayanlar, hiçbir şeyi değiştiremez…” Bernard Shaw

“İnsanı, yoklukta(zorda) sabrı, varlıkta(kolayda) tavrı belli eder…” Ehl-i irfân

“Her şeyin bir öğüt vereni vardır; kalbin öğüt vereni, hayadır; hayası olmayanın, mayası bozuktur.”  Ehl-i lisân

“Bilgi, iyiler için olduğu kadar kötüler için de güçtür.” B. Russell

“İyi’den daha iyisi onu eyleyendir; kötü’den daha kötüsü ona kalkışandır.” Sokrates

“Dünya’ya düşkün olan, her dâim çifte hüzünle yaşar: Elde edemediklerimi ‘niçin’ elde edemedim; ettiklerimi ‘nasıl’ koruyacağım?” Sokrates

“Haklı olduğun mücâdeleden korkma! Yılgınlık gösterme! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine delî derler.” Şeyh Edebali

“Hak (Doğru/Gerçek), hastalanır ama ölmez…” Mustafa Sabrî

“İrfânı ‘tekmîl’ etmeyen bir akıl; aklı ‘kemâl’e erdirmeyen bir ilim; ilmi ‘ikmâl’ etmeyen bir tecrübe… insanı bozar… “ İhsan Fazlıoğlu

“Bilen, sukût eder; bağırmaz; sukûtu ifâdesine yansır; anlayan, sukûnete bürünür; telâşlanmaz; sukûneti hâline siner.” Ehl-i irfân

“İblis’e açıkça meydan okunmaz; Şeytan ile doğrudan kılıç tokuşturulmaz. Yalnızca karşılaşmaktan Allah’a sığınılır.” Ehl-i irfân

“Sanmam ki taleb-i devleti câh etmeye geldik
Biz âleme bir yâr için âh etmeğe geldik.” Yenişehirli Avnî

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • ömer ertürk'ün dublörü , 24/04/2014

    öncelikle Allah dostlarının hayatlarına dair kesitler hikâye değil menkıbe/kıssa olarak adlandırılırlar.

    Ebubekir Şıblî hazretleri, kadılık görevi ile meşgul olduğu bir zamanda. bir arkadaşı da aynı mesleği icra etmekteymiş. Kadılara, padişah tarafından hilat veya kadılık cübbesi dediğimiz bir tür aba giydirilirmiş. İmam’ın arkadaşı bir misafirlikte yemek yerken ağzının kenarında yemek kaldığı söylenince, kadı kürkünün koluyla ağzını siler. padişahın casuslarından biri kadıyı padişaha hakaret ettiği gerekçesiyle şikayet eder. Padişah kadının kellesinin vurulmasını emreder ve kısa bir süre sonra kadının kellesi vurulur. İmam Şıbli hazretleri haberi alınca kürkünü ve beratını alıp padişahın yanına gider ve efendim buyrun bunlar sizin der. Padişah ey Ebubekir biz senden çok memnunuz görevini bırakmanı istemiyoruz deyip, dil dökse de Ebubekir Şıbli hazretleri arkadaşının durumunu görmüş ve kararında ısrarcı davranmıştır. Padişah mecburen görevden ayrılışını kabul etmiştir. Mübarek saraydan çıkıp, yürümeye başlamış. hem gülümsüyor hem de bakalım şimdi ne olacak diye düşünüyormuş. O esnada karşıdan zamanın büyük Veli’si Cüneyd-i Bağdadî hazretleri geliyormuş. Ebubekir Şıblî hazretlerini görünce; ey Ebubekir, sende güzel bir cevher var ya onu bana sat veya gel onu işleyeyim der. İmam Şıbli kaybedecek bir şeyim yok nasıl deyip, peki işleyin der. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri Ebubekir Şıblî’yi dergâhına götürüp eline bir miktar kibrit tutuşturur ve al bunları sat der. Ebubekir Şıblî kibritleri alıp satmaya gider. aradan uzun bir süre geçer ve Mürşidi Cüneyd-i Bağdadi kendisini huzura çağırır ve şöyle der. Ebubekir, kibrit illaki nefsi terbiye eder; ama kibrit küçük olduğundan terbiyesi de küçük olur der sen artık dilencilik yap buyurur. Şıbli hazretleri başüstüne deyip, huzurdan ayrılır ve dilencilik yapmaya başlar. Bir süre sonra Cüneyd-i Bağdadi hazretleri işler nasıl gidiyor diye haber gönderir, Şıbli hazretleri çok iyi efendim herkes akçe veriyor der. Cüneyd-i Bağdadi devam et der. bir süre sonra tekrar işleri sorar Ebubekir Şıbli hazretleri efendim dostlar tanıdıklar akrabalar akçe veriyor diye haber gönderir. iyi devem etsin der. bir süre sonra tekrar sordurur ve cevap olarak sadece aile efradım sadaka veriyor der Ebubekir Şıbli Hazretleri. Ve bir zaman sonra Mürşidi tekrar sordurur ve cevap şöyledir. Efendim artık ailemde sadaka vermez oldu üstüne üstelik evede almıyorlar artık der. Bunun üzerine Cüneyd-i Bağdadi hazretleri İmam Şıbli’yi huzura çağırır. Şıbli hazretleri geldiğinde Cüneyd-i Bağdadi hazretleri mütebessim bir edayla ey Ebubekir der anladın mı şimdi nefsinin beş para etmediğini. İmam Şıbli hazretleri mahzun ve mahcup bir şekilde başını öne eğer. Ama artık tasavvuf yolundaki terbiyesini tamamlamış ve Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin seçkin müridlerinden olmuştur.

  • Sophia , 24/04/2014

    İmam Şibli… Ciğer kokusu duyuyor olmalıyız. Imam Şibli ile ilgili anlatılan öyle güzel hikayeler var ki. Bir gün paylaşılsa ne güzel olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir