Mülteci Bir Mevsim

İçim ey içim!
Bu yolculuk nereye?
Yine bir şehrin ölümünü başlatır gibisin
Cahit Zarifoğlu

İçim, hangi zamanda teslim edeceğimi bilmediğim emanetim, yol boyunca yanımda taşıyorum. İçimde Bağdatlı bir yetimle paylaştığım hüzün, miting alanlarında çığlık çığlığa bağıran bir yalnızlık, babamın öksüz kaldığı günden kalma bir olgunluk. Reel politiğin aklının almayacağı hesaplar yapıyorum, nicel değerlerle açıklanamayan nitelikli bir öfke büyütüyorum içimde günbegün. Dünyayı bir vincin kancasına takıp sallandırıyorum, ilk ben düşüyorum yeni dökülmüş betona. Saplanıp kalmıyorum, düşüyorum kalktığım yerlerden. Mülteci kamplarına kış geliyor, üşüyorum.

Hayli zamandır tek bir harfe değmiyor kalemim, harf harf içimin bataklığına çare arıyorum, kelamdan nasibim yok. Tüm dalgalarını yitirmiş deniz gibiyim, sakin, yorgun, kıpırtısız. Belki örtüsünde kırlangıçlar taşıyan bir kadın geliyor şimdi şehre, farkına varmıyorum. Öylesine büyük bir telaşla gidiyorum, hiçbir yere… Bir okyanusa karışmak değil arzum, ben içinden ırmaklar akmayan çölleri arıyorum. Adımlanarak aşılamayacak yollara revan olmuş ömrüm. Gidilecek tüm yönleri önceden belirlenmiş bir kabullenişle ömrüm, menzili belli vasıtası meçhul, yürüyorum.

Hiçbir yağmurla temizlenemeyecek bir yerde altına sığınacak bir sağanak arıyorum. İklim çölleri kıskandırırcasına yaz, ayaklarım saplanıyor kumlara. Kendime ağır geliyor kendim. Adım kötüye çıkıyor, kovuluyorum dokuz köyden. Belki biri, dizlerinde bir onuncu köy inşa eden, bilmiyorum. Sonbaharı doldurup naylon bir torbaya, diğer tüm renkleri yitirerek kalmak istiyorum yalnız. Aklıma gelmiyor gidilecek başka mevsim, büyüyorum.

Birden büyümeden ölen çocuklar geliyor aklıma sonra, çöllerden, sağanaktan, sonbahardan ve aradıklarımdan utanıyorum. Kendimi içinde sandığım bataklık, engin bir deniz, görüyorum. Çocuklar gitmiyorlar aklımdan,  bir kerahet vakti aklımı kaçırmak pahasına uykuya dalıyorum. Havsalamın aldığı tüm çocuk isimleri dilimin ucunda, susuyorum. Şam’da yankılanıyor sessizliğim, Hama’dan duyuluyor. Uykumu yitiriyorum, adını unutuyorum çocukların. Kar yağmıyor, beyaza hasret bir karanlıkta çocuklar, çığ düşüyor uçurtmalarının üstüne. Mevsimini yitiriyor dünya, mülteci kamplarına kış geliyor, üşüyorum.

Elif Bayır

DİĞER YAZILAR

3 Yorum

  • Hikmet Hikmet , 25/12/2015

    Hissediyoruz

  • anlatamıyorum , 14/04/2015

    Güzel değil mi ya..

  • boşlozof , 26/11/2014

    Yeni kalemler okumak guzel oluyor. Kargasa yok bu yeni kalemlerin zihninde. Sadece heyecan var.

anlatamıyorum için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir