Ne Ararsan Bulunur Derde Devâdan Gayrı!

Muhterem editörüm merhaba.

Sana yazı göndermeyeli iki aya yakın bir zaman geçti. Bunun nedeni olarak onlarca şey söyleyebilirim. Ama ne desem sen -her zaman olduğu gibi- bahane olarak algılayacaksın. Haksız sayılmazsın. Senin de dediğin gibi; tek bahane ölüm! Öldükten sonra yazamayacağımıza göre bahane olarak kabul edilecek tek gerçek ölümdür.

Ben bir malumatfuruşum. Gel gör ki bu malumatlar edebî ve fikrî değil, daha çok spor, magazin vesaire gibi ıvır zıvır şeylerden oluşuyor. Bunlardan Edebifikir’e yazı devşirebilmem zor. Her gün zihnimin içinde bir fil gibi dolaşıyorum; bir şeyleri kırıp döker miyim diye zerre kadar endişe duymadan hem de! Zihnimde neler var? Derde devâdan gayrı her şey… Geçen gün bir arkadaşım, NBA ile alakalı bir iki soru yöneltti yazışırken. Verdiğim cevaplar karşısında kendimi sorgulamadan edemedim: Bütün bu malumat bana ne sağlayacak? Aktarayım ki ne durumda olduğumu gör de merhamet et!

Arkadaşım “Kevin Durant NBA Efsanelerinden sayılır mı?” diye sordu. Cevaben “2008’de yılın çaylağı, 2009’da çaylakların MVP’si, 2012’de All-Star maçının MVP’si seçilmiş; 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında üst üste yılın ilk beşine girmeyi başarmış, 2014’te NBA’in en değerli oyuncusu ödülüne layık görülmüş; 2010, 2011, 2012 ve 2014’te ulaşılması zor olan sayı krallığına ulaşmış ve 5 defa NBA All-Star maçına ilk beşte başlamış birisi bence NBA efsanelerinden biri olmayı hak ediyor.” dedim. Sonra “Kevin Durant, kariyer olarak Le Bron James’ten daha başarılı olmasına rağmen hep onun gölgesinde kalmış galiba değil mi? Durant’in artistik tarafı pek yok, Le Bron gibi kendini pazarlayamıyor, seyirciye oynamasını bilmiyor.” diye bir soru daha sordu, beni ısrarla gevezelik yapmaya zorlayan bu bilgisiz arkadaşım. Dedim ki “Aslında kariyer başarısı olarak pek bir fark yok bence. Le Bron, 3 kere NBA şampiyonluğu yaşamış. 3 kere de NBA Finallerinin En Değerli Oyuncusu seçildi. Bunun ikisi üst üste oldu. Yanlış hatırlamıyorsam eğer 3-4 kere yılın en iyi oyuncusu oldu. 16 defa NBA All-Star’ı seçildi. Bu konuda lider galiba, emin değilim. NBA Sayı Krallığında Durant gibi olamaz ama iki krallığı var. Le Bron’un kendini pazarlamasına gerek yok. NBA, onun en iyi PR’ını yapan kurum. Hem yaşından dolayı hem de istatistiklerinden dolayı. Neden yaş dersen, efsane isimlerle maç yaptı gençlik yıllarında. O zamanlarda o efsane isimlerle istatistik yarışına girdi. Şimdi ona benzeyen oyuncu var: Zion Williamson. Ona da geleceğin Le Bron’u diyorlar. İlk maçlarında iyi istatistik yakaladı. Virüs olmayaydı şimdi ligi sallamıştı.

Konu NBA’den açılmışken, Bill Russell, Magic Johnson, Larry Bird, Manu Ginobili gibi isimler, NBA tarihinin en sadık oyuncuları. Kariyerleri boyunca ilk geldikleri takım dışında başka takımlarda oynamadılar. Bill Russell mesela. 13 sezon boyunca Boston Celtics dışında bir takımda oynadığını bilmiyorum. Bir de ilginç bir isim var: Elgin Baylor. 1961/1962 sezonunda hafta içi asker, hafta sonları da NBA oyuncusu olarak görev aldı. O sezon, 38.3 sayı, 18.6 ribaund ve 4.6 asist ortalamasıyla istatistik tutmasına rağmen MVP seçilememişti.

Durumumun vahametine bak! Mesela, yakından takip ettiğim bir dizi oyuncusunun aldığı maaştan, oturduğu muhite; en çok sevdiği renklerden, sürekli artış gösteren Instagram takipçi sayısına kadar bilgi var bende. İşte, bunlar ve benzeri binlerce lüzumsuz malumat kafamda iken, okuduklarımı bir süzgeçten geçirip yazıya dökemiyorum. Kitap okumaya başladıktan bir müddet sonra, Süleymaniye’deki İstanbul Mostar Gençlik Derneği’nin giriş katından birinci katına kadar çıkan basamakların sayısı geliyor aklıma: 18!

Toparlıyorum kendimi ama bu defa Beşiktaş İskelesi’nde bulunan demir parmaklıkların sayısını hatırlıyorum: 35! Tekrar deniyorum ama bu sefer de “Süleymaniye’den Üsküdar’a en kısa yoldan nasıl giderim?” diye düşünmeye başlıyorum.

İstanbul’dan ayrılıp Hakkâri’ye döneli iki ay oldu. Hakkâri gibi sakin bir yerde beni yazı yazmaktan ne alıkoyabilir? Trafiği dersen, yok. Şehir yoğunluğu dersen, yok. Çoğunlukla şehir merkezinden 7-8 km uzaklıktaki bahçeye gidiyorum. Ramazanı Şerif’in hakkını verebildiğimi katiyen söyleyemem. Covid-19 virüsü ile alakalı kafamda bir yığın komplo var. Yalnızca bedenen buradayım, ruhum İstanbul’da. Galiba ben İstanbul’un karmaşasına fena hâlde alışmışım. İstanbul burnumda tütmeye başladı. Bazen gözlerimi kapattığımda kendimi Kadıköy’de buluyorum. Hemen bir rota oluşturup dolaşıyorum biraz. Sanat Meydanı’nda bağıra bağıra şiir okuyorum. Sonra ne fark eder ki diyorum. Şerefü’l-mekân bi’l-mekîn değil mi? Hakkâri’ye şeref veremeyen İstanbul’a teşrif buyurabilir mi hiç! Aç gözlerini, kendine bak! Gözlerimi usulca açıyorum. Sonra kendi kaskatı gerçekliğime tosluyorum. Kendi kendime çarpa çarpa, kendi kendimi kıra döke geçiriyorum günleri. Kendimi geçiriyorum yani… Bir türlü kendimden geçemiyorum.

Beni hoş görür müsün bilmem. İstanbul’a dönünce ayda en az iki yazı yollayacağımın sözünü de peşinen vereyim. Sıkışırsam ne de olsa bahane bulması kolay! İstanbul’daki dostlara selam eder, ayrıca herkese sağlık ve afiyet dilerim.

Adem Suvağcı

DİĞER YAZILAR

6 Yorum

  • Edebifikir Okuru , 06/10/2021

    Benzer gereksiz bilgiler de bende var. Hatta bir arkadaşım bu yüzden bana “gazeteci” diyor fakat bunun gazetecilikle alakası yok. Bu bildiğiniz paparazilik, boş işler müdürlüğü. Bu hastalıktan en kısa zamanda kurtumak dileği ile…

  • Zülcenâheyn , 28/06/2020

    Abi acilen kalp bölgesine hacamat yaptır. Şeytanın sussun az ! Boş ve faydasız bilgi yığını içinde kalbin ve aklın dagilmışken birşeyler üretmen mümkün değil. İçten içe tükenmişsin adeta. Gözünü, kulağını, kalbini dış dünyaya kapat.İç âlemine açıl. Dağılmışsın çok fenâ. Allah rahmetiyle toplasın.

  • Edebifikirin köylüsü , 25/06/2020

    Taşrada yaşamak ölüm, değilse de benzer bişeydir

  • hiç komik değil M.Ö , 19/05/2020

    Adem abi murat övünçe gülmediğim için dışlanma sendromunu ne yapacağız. Arkadaşlarımın gulerek gönderdiği videoları ben irdeleyerek izleyipde ıvır zıvır bir derdin ortağı olamıyorsam bu da iyi bişey mi yani

  • EFSANEDIR NBA , 18/05/2020

    Muhterem Suvağcı sizden Mostar dergisinde “Kevin Durant NBA Efsanelerinden sayılır mı?” konulu türden yazilar istiyoruz.Köprü kurun biz gençlerle!

  • merhaba biz edebiring'ten geliyoruz! , 18/05/2020

    ooo galiba adem suvağcı’da sertlerin haline tercüman olacak fena bir potansiyel var. ne içte ne dışta susmayı başaramayanlara, kafası durulmayanlara, kendine öfkesi dinmeyenlere, dokunduğunu yıkanlara, baktığını kirletenlere yani bize tokat gibi yazılar yazsa ne iyi olur..

EFSANEDIR NBA için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir