Davut Bayraklı’yı “Dünya Evi”ne Şutladık!

Davut Bayraklı’nın nikâh merasiminde Edebifikir’in güzide müntesiplerinden gayretli ve himmetli bir grup, müsellah ve müteyakkız bir hâlde arz-ı endâm ettiler. Edebifikir’in cinsiyet, cinsiyet politikaları, aile, sosyal ve erkek adam siyasasını tespit, teşekkül ve tavzih eden Sulhi Ceylan ve Üstad Muharrem Cezbe’nin sözlerini yudum yudum içmiş ve sindirmiş arkadaşlar (Mehmet Erikli hariç) yaptıkları büyük operasyonla Davut Bayraklı’nın nikâhını dünya tarihinde hesaba katılır bir mevkie yerleştirmişlerdir. İşbu okuduğunuz haber, bu şanlı destanın mütevazı bir beyanıdır.

29 Eylül 2013 Pazar günü, Edebifikir’in yeni cengâverlerinden Bahadır Dadak üstad Muharrem Cezbe ile Samandıra’da mülaki oldu. Onlar buluştuktan bir müddet sonra, evlifikir’in ezeli düşmanı ve Edebifikir’in kadim dostu genç Feriduddin Mete Samandıra’yı şenlendirdi. Mehmet Erikli her zamanki gibi ağırdan alan, ayak sürüyen, gönülsüz tavırlarıyla “E bari ben de Uzunçayır’da kuyruğunuza takılıvereyim!” diye nihayet telefonlara çıkarak operasyona dâhil oldu. Kahramanlarımızı, yolda bekleyen birçok çile ve engel vardı. En başta kıraatı bozuk bir imam, İETT’nin akbil zulmü ve Mehmet Erikli’nin nikâh elbisesi giyerek nümayiş ruhunu incitmiş olması bu zorluklardan sadece birkaçıydı. Mehmet Erikli, sadece nikâh kıyafeti giymemişti, üstüne üstlük bir de bu tip kapitalist merasimler için özel kol saati takıyordu. Safını belli eden Mehmet Erikli’ye Bahadır Dadak’ın ters bakışları, Feriduddin’in atarlı lafları, Üstad Muharrem Cezbe’nin sert salvoları karşılık verdi.

Edebifikir’in mübdii Sulhi Ceylan, Darıca taraflarından hücum ederken büyük bir nümayiş neşesi yaşıyordu. Uzunçayır metrobüs durağında bir araya gelen kahramanlarımız operasyonun Avrupa ayağını yönlendiren Abdullah Karaca ve Fedai Başkan ile irtibat kurdular. Nikâh salonunu cûş u hurûşa getirecek, ortalığı tarumar edecek silahlar Abdullah Karaca’da mahfuz idi. Bu nedenle Sulhi Ceylan, Edebifikir Uzaktan Koruma Timi‘ni Abdullah Karaca’nın can güvenliğini temin vazifesiyle vazifedâr kılmıştı. Mehmet Erikli hakkındaki tereddütler devam ederken Edebifikir akıncıları Boğaz’ı gözlerinde nümayiş parıltılarıyla seyrediyorlardı. Biraz sonra operasyon mahalline ulaşacaklardı.

Davut Bayraklı cephesi ise boş durmuyordu elbette. Nikâhın vuku bulacağı yer Bahçelievler idi. Kahramanlarımızın bulunduğu araç bu yöne doğru giderken Davut Bayraklı’nın sabotajıyla metrobüs, bu kutlu insanlar durağı kaçırıp fazladan 5 durak ileri gittiler. Emre Baştuğ, cep telefonunda “Ben geldim, siz neredesiniz? Bekliyorum.” gibi gayretli olduğu intibaı uyandıracak laflarla ekibimizi oyalamış ve onların Bahçelievler durağında inmelerini engellemişti. Piramit Nikâh Salonuna konuşlanmış bulunan Emre Baştuğ, ekibimizi nümayiş yerine kadar yanıltmış ve kendisinin safiyane ve samimi bir şekilde nümayiş arzusuyla dolu olduğuna kahramanlarımızı inandırmıştı.

Edebifikir Nümayiş Timi, Piramit Nikâh Salonu’na ulaştığında Abdullah Karaca henüz nikâh salonunun bahçesine duhûl etmemişti. Can güvenliği hususunda endişe edilen Abdullah Karaca bir müddet sonra kapıdan görününce çok sevinilmiş, Mükerrem Mete tahtından genç Feriduddin Mete tarafından indirilmiş kadar mutlu olunmuştu. Bahçede Abdullah Karaca’nın getirdiği “Seni Unutmayacağız” sözünün nakşedildiği materyaller hemen nikâha davet edilenlerin göğsüne iliştirilmeye başlanmıştı. Birkaç çatlak ses, nümayişi gölgeleyecek laflar etse de Sulhi Ceylan’ın ve Bahadır Dadak’ın kahredici bakışlarıyla sindirildiler. Emre Baştuğ, gönülsüz olarak bu materyalleri dağıttığı, hatta gizlice Mükerrem Mete’yi arayıp istihbarat verdiği gelen haberler arasında. O dakikaya kadar hep bir adım geride, her an gidecekmiş gibi duran Mehmet Erikli gerçek yüzünü ortaya çıkarttı. Abdullah Karaca’nın getirdiği “Seni unutmayacağız” yazılı fotoğrafı göğsüne gururla asmak şöyle dursun “Ya ben takmayayım…” gibi gaflet, dalalet ve hatta hıyanet kokan mırıltıyı atmosfere saldı.

Davut Bayraklı, bir ara nikâh salonunun penceresinden sakalları gitmiş yüzüyle başını uzattı ve tedirginlikle “O ne ya?” diye sordu. Edebifikir ekibi kahredici yıkıcı bakışlarını kurbana çevirerek “Operasyon yeni başladı” diyerek karşılık verdi. Davetlilerin nikâhın vuku bulacağı o meşum mekâna doğru seğirtmeleri üzerine ekibimizde salondaki yerini aldı. Edebifikir’in bu şanlı kahramanları koltuklara oturmayarak salonun kapitalist emellerle kirlenmiş çehresini benimsediklerini ve bu salonda vukû bulan hadiseleri tasvip etmediklerini gösterdiler. Alkış denen sonradan çıkma adetlerle gelin ve kurban salona girdi.  Siyahlar içerisindeki Davut Bayraklı, boynundaki medeniyet yularını çaresizce gevşetirken az sonra atacağı imzanın hâlâ farkında değildir.

Tetikte bekleyen ekibimiz, nikahın vuku bulduğu sırada Sulhi Ceylan ve Fedai Başkan aracılığıyla Edebifikir’in atom bombası ve hidrojen bombasını solda sıfır bırakacak dehşetli bombasını patlattılar. Bütün salonu karıştıran o dehşetli yazıda şöyle deniyordu: “Bir erkek ya bekârdır, ya tövbekâr.” Üstad Muharrem Cezbe’nin mübdii ve münşii olduğu bu söz, nikâh merasiminin insicamını bozmuş ve Edebifikir, salonun hâlet-i ruhiyyesini ele geçirmişti. İşte bu anda gafil Davut Bayraklı mikrofondan Sulhi Ceylan hakkında atıp tutsa da bu çabası nafile kalmıştır. Nikâh memuru, ne yapacağını bilememiş ve Davut Bayraklı’yı tövbeye davet etmişti.

Kapitalist oyun, takı merasimiyle devam ederken Sulhi Ceylan, daha fazla tahammül edeyemeyerek “Bir an evvel buradan çıkalım arkadaşlar!” demesi üzerine ekibimiz, maksat hâsıl olduğu için alelacele oradan ayrıldılar. Ekibimiz oradan ayrılırken Emre Baştuğ, büyük bir gaflet örneği sergileyerek nümayiş fotoğrafçılığını değil düğün fotoğrafçılğını tercih etmişti, Allah hidayet etsin!

Ekibimiz ayrılırken Davut Bayraklı’nın gelin hanımın elinde duran evlilik cüzdanını şöyle bir açıp manasızca bakıp korkarak hızlıca cebine koyduğu gözlerden kaçmamıştı. Ekibimiz Fatih-Kadıköy üzerinden nümayişini tamamlamak üzere hareket ederken Davut Bayraklı’nın akşam saatlerinde birtakım cep mesajlarıyla “Bakın, kazak erkeğim, size mesaj yazabiliyorum” intibaı uyandırmaya çalıştığı görülmüş ve esefle kınanmıştır. Ayrıca Davut Bayraklı’nın evlifikir mübdii Mükerrem Mete’nin yanına, Armutlu’ya kılıbıklık teknikleri ve balayı için gideceği istihbarat birimlerimiz tarafından tespit edilmiştir. Bütün Edebifikir camiasının şunu kesin bir şekilde idrak etmelerini diliyoruz: Edebifikir, temizlenmiş, Davut Bayraklı kaybetmiştir. Davut Bayraklı’yı “dünya tabutu”na şutlarken içimizde en ufak bir ürperti yoktur!

Sonuç: Davut Bayraklı da evlendi ve ellerimizde yine hüzün, sokaklarda yürüdük…

DİĞER YAZILAR

7 Yorum

  • Çirkin kadın lobisi , 30/05/2020

    Davut bayraklıya iyi etmiş diyoruz ve edebifikiri yaptıkları eylemden dolayı kınıyorum bu arada edebifikir Allah hidayet etsin denmez!

  • Mükerrem Mete , 04/04/2014

    Davut Bayraklı’nın nikah merasimine yapılan planlı saldırıya Evlifikir tarafından er veya geç cevap verilecektir. Evli arkadaşlarımızı bekarların uğrak yerlerine gitmemeleri konusunda uyarırız.

  • y.y. , 01/10/2013

    Davut BAYRAKLI ya mutluluklar dilerim.

  • guguk , 01/10/2013

    müthişsiniz!

  • Şahab'ın Fıstıkçısı , 30/09/2013

    Her şanslı erkeğin bahtında dünya evine şutlanmak vardır.

  • nasipsiz , 30/09/2013

    sen kalk edebifikirin tek bir numayisine bari katilip serefyab olayim diyerekten o kadar umut et, daglar as nikah salonu denilen o korkutucu mekana dahil oldugun anda bu numayiste nasibin olmadigini aci bir gercek olarak ogren. yetisemesem de numayisin izlerini nikahtaki yuzlerde gorebilmekten sevinc duydum.. numayisine saglik edebifikir.

  • şeyhmus , 30/09/2013

    Seni unutmayacağız Davut Bayraklı..

guguk için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir