Hayal Gerçeğin Geçmişidir

Hayal kalemini kullanmak gerçeğin önüne geçmektir. Göze düşen hayal damlası gerçeğin habercisi. Hayale yönelik her şey ancak kendi dili ile kendini açıklayabilecek bir olgu. Hayal, algısal bir cevher ve derinlikle varoluşun hissedilmesi. Hayal görünmeyen bir yapı gibi görünse de geçmişi oldukça karmaşık ve insan ile aynı geçmişe sahip. Hayal ile içselliğe doğru yönelen insan, kendi iç dünyasını kurgulamış ve birbirinden harika imgeler yaratmıştır. Hayal kurmak, hayalleri gerçeğe dönüştürmektir. Hayal kuran ve bunları gerçeğe dönüştürmek için gerekli gayreti gösteren gönüllü insanlar; “gerçeğe açılan kapının Anahtarı”nı elde etmişlerdir. Her gün “yaratıcı düşünme zamanı” için 30 dakikalık bir süre belirleyin ve hedefinize odaklanın. Bu önemli süreç sırasında, zihninizi istediğiniz şeyler üzerinde tutun, istemediğiniz gerçekleri hayal dünyanızın dışında bırakın. Hayal kurma sırasında. Hayale dalarken. Kendinizi her türlü gerçeğin baskısından uzak tutmaya çalışın… “Bir insan bir şeyi, bütün geleceğini dört köşeli bisiklet tekeri icat etmeye hazır olacak kadar istiyorsa onu elde edeceği kesindir.” Thomas A. EDISON bu konuda; “İnsanların zihninden, yeryüzünden kazanılandan daha fazla değerli taş ve altın çıkarılması mümkündür” diyor. Hayal kurma süreci, sezgi ve duyarlığa sahip olan insan için yeni ufuklara pencereler açar. Görsel sanat, sanatçının hayal dünyasında soyut biçimlerle yerini bulur. Ya da hayal sürecinde kurgulanan objeler; henüz biçimini bulamamış yaratıklardır. Buda heykelini hiç gördünüz mü?… Gördünüz ise bir an için gözlerinizi kapatın ve yeniden hayal dünyanıza başvurarak, onu hayalen gözlerinizin önüne getirmeye çalışın ?… Buda figürünün gözleri kapalı !!!… Buda figürünün gözleri neden kapalı???… Buda diyor ki; “… gözleri kapalı iken göremeyen açsa da bir işe yaramaz…” Hayal düzeyi yüksek olanlar gerçeğin gerçek öncüleridir. Görsel gerçeğin tasarım aşaması, sanatçının sınır tanımaz hayal dünyasıdır. Hayal bir bilimdir. Hayal kuran bir insanın gerçek hayata girmeden önce; insanın geçici yenilgiler ve belki de başarısızlıklarla karşılaşacağı olasıdır. Hayalin gerçekleştirilememe gibi getirilen bir başarısızlık bir insanı ele geçirdiğinde, en kolay ve mantıklı olanı “vazgeçmek” gibi görünür. Çoğu sanatçının yaptığı hata da budur. En başarılı sanatçılar; en büyük başarılarının yenilgiyle karşılaştıkları noktadan bir adım ötede ortaya çıktığını söylemişlerdir. Başarısızlık; kesin bir alaycılık ve kurnazlık gösteren bir hiledir. Başarı neredeyse elle tutulacakken insana çelme takmaktan büyük zevk alır. Hayal bir güç’tür. Hayal gücü güçlü bir sanatçı, yalnız mantığı ile hareket eden güçlü bir sanatçıdan daha güçlü eserler ortaya koyabilir. Mevlâna: «Gönül güneşinin yanında, kuru aklın kibrit alevi kadar değeri yoktur.» demektedir. John Miro gibi çocuksuluğun hayallerini anlayabilir veya algılayabilir “imkansız”ın iyi bir şekilde yapılmasını sağlayabiliriz. İnsan zihni hayal kurabildiği ve kurduğu hayale inanabildiği her şeyi gerçekleştirebilir. Pratik hayalciler, hayalden asla vazgeçmez.!” “Wright kardeşler havada uçan bir makine hayal ettiler. Hayallerinin gerçek olduğunu dünyadaki biliyor.” “Marconi havadaki elle tutulmayan güçleri idare etmek için bir sistem hayal etti.” Hayalinin boş olmadığı dünyadaki radyo ve televizyon sistemlerinde görülmektedir. Dünya geçmişin hayalcilerinin hiç bilmediği fırsat bolluğuyla doludur. Hayaller ilgisizlikten, tembellikten veya yetersiz hırstan doğmaz. Başarılı olanların hayatlarındaki dönüm noktası genellikle “diğer benlikleriyle” tanıştıkları bir kriz anıdır. “Yenilgi bir gerçek olarak kabul edilmediği sürece kimse yenilemez.” “Beethoven sağırdı, Milton kördü, ancak onların isimleri dünya döndükçe akıllarda kalacak, çünkü; onlar hayal ettiler ve hayallerini belirli bir düzen içinde düşüncelere dönüştürdüler.” “Hiç kimse bir şeyi kazanacağına inanıncaya kadar hazır değildir. Açık fikirlilik inanç için esastır. Dar görüşlülük; güven, cesaret ya da inanç esinleyemez.” Arzu büyük bir güçle odaklandığında geri çekilmek için bir yola ihtiyaç yoktur; zafer kesindir. Arzu; geçici yenilgiden zaferi üretir, doğal “zihinsel kimya” ile insana yardım eden bir güçtür. Zihnin bizim ona koyduklarımız dışında hiçbir sınırlaması yoktur. “Duygu ve inançla birleşen bütün düşünceler kendilerini derhal fiziksel eşdeğerlerine çevirmeye başlar.” “Milyonlarca insan, bilinçaltı tarafından alınıp fiziksel eşdeğerine dönüştürülen olumsuz inançları yüzünden “kötü talihlerini” kendileri yaratmaktadır.” “İnsanın inançla bilinçaltına gönderilen herhangi bir emri karıştırma yeteneğini kazanması deneyim ve pratiğe bağlıdır.” Hayal Kurun, Kendinize inanın… İnanç, başarısızlığın bilinen tek panzehiridir! Gerçek hayalin içindedir. Gerçek basittir ve kolayca gösterilebilir. Gerçek hayalin realize edilmesidir. Hayal, gerçeği gerçekleştirmek için sanatçının; kendi kendini proje-tasarım bazında telkin ederek gerçeğin içinde bulmasıdır. Kişinin kendi kendine tekrar ettiği şeye; doğru olsun ya da olmasın, en sonunda inandığı bilinen bir gerçektir. Şaşırtıcı sonuçlar elde etmek için zihninizin en derin köşelerinin sizin için çalışmasını sağlayın. Bunu duygu gücüyle destekleyin, birleşim muhteşem olacaktır. Eğer bir insan bir yalanı durmadan tekrar ederse sonunda yalanın gerçek olduğunu kabul edecektir, üstelik doğru olduğuna inanacaktır. Her insan zihnini işgal etmesine izin verdiği egemen düşünce yüzünden şu anda olduğu insandır. İnsan bilerek zihnine yerleştirdiği ve teşvik ettiği, düşünceler, kişinin her hareketini, davranışını ve işini yöneten ve kontrol eden güdüleyici gücü oluşturmaktadır! Kendi kendine telkin, beş duyu yoluyla insanın zihnine ulaşan tüm ikna edici öneriler ve kişinin kendinden kaynaklanan uyaranlar için kullanılan bir terimdir. Zihnin bilinçli düşüncelerin yer aldığı bölümüyle bilinçaltının hareket merkezi olarak iş gören bölümü arasındaki iletişim aracıdır. İnsanın zihnini isteyerek yaratıcı düşüncelerle beslediği ya da ihmalkârlık ederek, yıkıcı türde düşüncelerin zengin zihin bahçesine girmesine izin verdiği kontrol mekanizmasıdır. Altıncı his vardır ama bilinçaltına ulaşan düşünceleri kontrol etmek için beş duyu yeterli olacaktır. Bilinçaltı verilen emirler doğrultusunda plan sunduğunda uygulamak için hemen harekete geçmek gerekir. Hayal kur, ilk fırsatta gerçekleştir. Doğru zamanı beklemek yenilgi getirebilir. Her zorluk büyük bir kazancın tohumlarını da birlikte getirir. “Herhangi bir fikir, plan ya da amaç düşüncenin tekrarı yoluyla zihne yerleştirilebilir.” Gerçek hayalin uzantısıdır. “İnanç, başarı için zorunludur, zihne verilen talimatlarla oluşur ve gelişir. Lincoln ve Gandi gibi adamlar, düşüncelerinin benzerini çeken, milyonların zihninin tek bir zihin gibi çalışmasını sağlayan bir “mıknatıslanmaya” sahip olduğunu göstermektedir. “Hayal gücü birçok başarısızlıkta eksik olan bileşkendir, birçok başarının katalizörüdür. Basit bir fikirle elde edilmek üzere bekleyen pek çok servet bulunmaktadır.” Théodore Rousseau, «Tablo evvelâ beynimizde yapılmış olmalıdır» demektedir. Bunun için beynimizde önceden imgeler toplamalıyız. Çünkü sanat, gerçek âlemin yanında, hayallerden ve karşılıksız duygulardan birleşik ideal bir âlem ortaya koymak isteyen çabadır. Felsefeye göre de iki âlem vardır. Görünen âlem ve gizli âlem. Duyularımızla kavradığımız, gözlerimizle gördüğümüz her şey görünen âlemin içindedir. Görebildiklerimizin altında saklı âlem de gizli âlemdir. Ona ancak akıl yolu ile varabiliriz. Eflâtun’a göre: «akıl ve hikmet, insanları her yerde bahtiyar eder.» Akıl yolu ile araştırma ve öğrenmeye geçmeyen hayat, ona göre yaşamaya değmez. Monet’ye göre: « oktrinsiz tablo yapılmaz. Sanatçı tablosunu yapmadan önce, onu kafasında bitirmelidir.» Henri Matisse ise aklın sanat ile olan ilişkisini önemle vurgulamaya çalışırken şöyle der: «Resim yapmak muhakeme ve kafa işidir.» Günde yarım saat olmak üzere düşüncelerinizi gerçekleştirmek istediğiniz amaç üzerine yoğunlaştırarak şöyle bir hayal kurabilirsiniz. “Hayattaki hayalim, amacımı gerçekleştirme yeteneğine sahip olduğumu biliyorum; bu yüzden, kendimden bu hedefin elde edilmesine yönelik ısrarlı, sürekli eylemler talep ediyorum. Şimdi ve burada böyle eylemlere gireceğime söz veriyorum. Zihnimdeki egemen düşüncelerin sonunda; eyleme ve yavaş yavaş da fiziksel gerçekliğe dönüşeceklerini biliyorum. Bu yüzden günde yarım saat olmak üzere düşüncelerimi olmak istediğim kişi üzerine yoğunlaştıracağım. Böylece açık bir zihinsel resim oluşturacağım. Kendi kendine telkin prensibiyle ısrarla zihnimde tuttuğum her arzunun sonunda altta yatan objeyi elde etmeye yönelik pratik araçlar yoluyla ifadesini bulacağını biliyorum; bu yüzden “kendine güven”i geliştirmek için günde on dakika ayıracağım. Hayattaki başlıca hedefimle ilgili açık bir tanımı yazdım ve onun elde edilmesi için yeterli özgüveni geliştirene dek denemekten vazgeçmeyeceğim. Hiçbir zenginlik veya mevkiin gerçek ve adalet üzerine inşa edilmediği takdirde dayanmayacağını biliyorum; bu nedenle, etkilediği herkese yararı dokunmayacak bir işe girişmeyeceğim. Kullanmayı istediğim güçleri ve diğer insanların işbirliğini kendime çekerek başarılı olacağım. Diğerlerine hizmet etmeye olan isteğimden dolayı bana yardım da yardım etmeye ikna edeceğim. Bütün insanlığa karşı sevgi geliştirerek nefret, kıskançlık, bencillik ve alaycılık gibi duyguları ortadan kaldıracağım, çünkü diğerlerine karşı sergileyeceğim olumsuz bir tutumun bana bir başarı sağlamayacağını biliyorum. Onların bana inanmalarını sağlayacağım ve ben de onlara ve kendime inanacağım. Bu formüle imzamı atacağım, belleğime kazıyacağım ve büyük bir inançla günde bir kez sesli olarak tekrar edeceğim; böylece yavaş yavaş düşüncelerimi ve düşüncelerimi ve hareketlerimi etkileyecek, ben de kendine güvenen ve başarılı bir insan olacağım. ” Hayal gücü beyin gücüdür. Bunu böyle bilmek, beyin gücü’nün heyecan verici sırrıyla tanışmaktır. Hayal gücü ile en iyi çalışma alanımızı bulabilir ve çok kısa süre içinde gerçekleştirilen büyük projelere imza atabiliriz.” “Gerçek hayallerden daha büyük olamaz.” Bunun için ANİSTEİN “hayal gücü bilimden önce gelir” demektedir. “Natülus” bunun en çarpıcı örneğidir. Natilüs ABD’nin realize ettiği ilk denizaltı gemisinin adıdır. Aslında ilk denizaltı gemisini keşfeden; Denizin Dibinde Yirmibin Fersah isimli romanın yazar Jules Verne’dir. Çünkü o bir sanatçı olarak hayalindeki denizaltı gemisini romanının sahifeleri arasında çok önceden yüzdürüyordu… Bir metal yığını.. içinde nefes alıp-verebilen insanlarla doludur. Ve günlerce bu oksijenin olmadığı bir okyanusun dibinde rahatça hava alıp verebilen insanlar, dev bir su altı metal yığınını sevk ve idare edebiliyordu… Teknokratlar bu hayali realize ettiler.. hayali gerçekleştirdiler… ve bir sanatçıya saygı ve minnet borcu olarak ilk gerçekleştirilen denizaltı gemisinin adını, Jules Vernes’ne ithafen “NATİLUS” verdiler… Dünyada iki tip insan vardır. Biri izletenler, diğeri de izleyenler olarak bilinir. Gerçekte izletenler, hayalde izleyenlerdir. Hayali zekice izlemeyen biri, etkin bir sanatçı olamaz. Hayali etkin bir şekilde izleyen sanatçı genellikle gerçeğe en hızlı geçen kişidir. Zeki bir hayal takipçisi birçok öncü özelliklere sahiptir. Geleceğin sanatçıları hayal takipçileridir; Onlar, gerçek gibi gösterilen görüntülere, ölü geçmişe ve henüz doğmamış geleceğe daha çok aşinadır. Hayal ile buluşturulmuş sanatkârane güzellik; hukuk, tıp ve eğitim alanları ile örtüştürüldüğünde, insanları aydınlığa sevkeden öncü bir güç olarak ortaya çıkacaktır. Hayal, insanın gerçeğe açılan penceresidir. Ama öyle bir pencere ki; dışarıdan gelen ışık huzmesine karşılık, içeriden dışarıya bir ekspresyon etkinliği olarak bir güneş gibi göndermelerde bulunur. Gerçek olmadan önce nebuloz halde hayal vardı. Sonra gerçek oldu. Ama ne olursa olsun hayal gerçeğin geçmişi oldu.

Prof. Dr. Ahmet ATAN

DİĞER YAZILAR

5 Yorum

  • takipçi , 25/10/2014

    ütopyalarında hayallerle bir ilişiği olabilir mi acaba. ne kadar büyük hayal o kadar ütopya desek mesela.

  • fatıma , 24/10/2014

    Hayalinize sağlık Ahmet Bey.. Çok faydalanabileceğim(iz) bir yazı…

  • Umur Samaz , 22/10/2014

    ışık hayallerde değil rüyalarda…

  • gece , 22/10/2014

    Gerçekten de çok çok önemli bir yazi Allah razı olsun

  • Can Kursik , 22/10/2014

    Benim içim ufuk açıcı bir yazı oldu. Sizin nezdinizde Ahmet Atan Hoca’ya teşekkürlerimi sunuyorum. Edebifikir’de kendisini görmek ayrıca mutlu etti bizi.

fatıma için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir