Haftanın Önemli Kültür Sanat Olayları

Edebifikir tarafından seçilen haftanın önemli kültür sanat olayları artık her hafta sizinle… Olaylar ve Edebifikir yorumları…

***

Yalçın Çakır, Flash TV’de hafta içi her sabah sunduğu ‘Gerçek Gündem’ programından ayrıldı.

Gezi Olaylarıyla ilgili yazdığı ‘Bu Daha Başlangıç’ kitabıyla gündeme gelen Çakır, önceki gün Flash TV’de yapımcı ve sunucu olarak görev aldığı haber programı ‘Gerçek Gündem’den ayrıldığını duyurdu. Yalçın Çakır’ın nerede, hangi göreve, ne zaman başlayacağı önümüzdeki günlerde açıklanacak. (Ajans)

Çakır’ın Flash TV’de ana haber bülteni sunacağı öğrenildi. (Ajans)

Edebifikir Notu: Yalçın Çakır, her şeyi sunar, bir huzur vermez sadece. Sabah şekeri de olur, akşam yemeği de. Ben sana televizyoncu olamazsın, demedim, niye böyle bir şey yaptın bize Yalçın, dedim.

***

Sosyolog ve siyaset bilimcisi 86 yaşındaki Prof. Dr. Şerif Mardin ile iki yıl önce evlendiği eşi Prof. Dr. Ayşe Nur Saktanber tek celsede boşandı.

Prof. Mardin, karar kesinleştiğinde Prof. Saktanber’e 80 bin lira maddi tazminat ödeyecek.

Mardin, 14 yıldır arkadaş olduğu Saktanber’le iki yıl önce evlendi. Prof. Mardin, önceki boşanma davasında aşağılandığını, eşinin kitap hazırlamasına engel olduğunu, yaşı itibarıyla artık sakin bir hayat sürmek istediğini ve bilimsel eserler üretmeye zaman ayırmak istediğini belirtmişti. (Ajans)

Edebifikir Notu: Edebifikir okuyucuları, ilme irfana edebiyata ne kadar kıymet verdiğimizi bilirler. Her ne kadar Şerif Mardin’le bu konuda aramız iyi olmasa da kitap yazmak için giriştiği şu işe bakar mısınız? Olayı çok yanlış anlamış Şerif Mardin? İnsan hiç boşanır mı? Edebifikir okuyucuları bu haberi ne kadaaar üzüntüyle karşıladığımızı anlamışlardır! 

***

Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Ekipler Amirliği ve motosikletli yunus timleri tarafından bu yıl içerisinde toplu taşıma araçlarına yönelik 5 ayrı çalışma yapıldı. Toplu taşıma araçlarında delici, kesici ve yaralayıcı maddelerin bulundurulmasının önüne geçmek için yapılan çalışmada 4 merkez ilçede 119 toplu taşıma aracı kontrol edildi.

Bu araçlarda yapılan aramalarda, 28 sopa bulundu. İlk kontrollerden sonra sopa sayısı azalsa da yine de toplu taşıma araçlarından sopa çıkmaya devam etti. Çıkan bazı sopaların üzerinde “kemik kırıcı”, “alırım aklını” yazması ise polisi bile şaşırttı. Toplu taşıma araçlarında sopanın yanı sıra sehpa ayağı, kablo, bilardo istekası çıkması da görenleri şaşkına çevirdi. Polis yaptığı uygulama sonucunda, sopa çıkan toplu taşıma araç sürücülerine Kabahatler Kanunu’ndan işlem yaparak 82 lira para cezası yazdı. (Ajans)

Edebifikir Notu: İsim vermek her Türk vatandaşının olmazsa olmazıdır. Çünkü isim verdiğiniz an nesneyi sınırlamış ve kendi mülkünüz olduğunuzu ilan etmiş olursunuz. Herkesin sopası kendine yani. Yaralayıcı madde bulundurmak isteyenlere birkaç tavsiyede bulunmak isteriz: Karamazov Kardeşler (tercihen İletişim Yayınları), Savaş ve Barış, Sefiller (5 cilt ayrı ayrı bulundurulabilir), Tutunamayanlar, Küçük Prens( incedir ama vicdana davet eder) ve Bilal Can.

***

Bu köyde her aileye yılda bir çocuk katılıyor. Muş’un Bulanık İlçesi’ne bağlı Çataklı Köyü’nün 1100 nüfusunun 750’sini çocuklar oluşturuyor. 23 çocuklu Muhtar Kemal Korkmaz’ın yolunda gittiklerini söyleyen köylüler, çocuk sayısını artırmak için adeta yarışa girmiş durumdalar.

Çocukların köydeki okula sığmadığını anlatan Muhtar Kemal Korkmaz, “Ben başta olmak üzere köydeki ailelerin çocuk sayısı fazla. Artık çocuklarımız okullara sığmaz oldular. Bu köye ya bir ortaokul veya yatılı ilköğretim okula yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.

Çocuk sayısının her yıl giderek arttığını belirten fahri imamlık yapan Sadrettin Aslan, 15 çocuğu olduğunu, köyde her aile çocuk sayısını artırmak için adeta yarışa girdiklerini anlattı. Çok çocuk olunca ailelerin ekonomik gücünün giderek zayıfladığını vurgulayan 10 çocuk babası Alican Şimşek ise “İş olmayınca çocuk yapmaya devam ediyoruz. Ben şahsen çocuk yapmaya devam edeceğim” dedi. (Ajans)

Edebifikir Notu: Çalışmanın kötü olduğunu bildiğimiz için zaten bizde Tembellik Meslektir Derneği’ni kurmuştuk. Fakat Muş ahalisi sanırım bizi yanlış anlamış… Çocuklar bir süre sonra köyde darbe yapıp muhtarı devirecek ve afacan İdris yeni muhtar olacaktır. Yapacağı ilk iş olarak imece usulünü kaldırması ve ağaçlardaki meyveleri bütün çocuklarla yemesini isteriz. Okula gitmesinler, edebiyata bulaşmasınlar, İstanbul’a gelmesinler, doğayla içiçe yaşasınlar vesselam.

DİĞER YAZILAR

8 Yorum

  • Recep Tayyip Erdoğan , 20/09/2013

    çataklı köyündeki vatandaşlarım, ben yirmiüç çocuk mu dedim? üç çocuk dedim! nerenizle dinliyorsunuz beni ?

  • fitnat fit , 12/09/2013

    yazıklar olsun ömer ertürk, sen de bu yolun yolcususun. van’dan ömer ertürk bildiriyor: “ne yapalım, işsizlikten çocuk yapmaya karar verdim. şimdilik yedi çocuğum var, hepsini işe gönderiyorum. ben de evde şiir yazıyorum.”

  • Niğde Gazozu , 12/09/2013

    “bu hissi çok iyi anlıyorum. taşrada insan, dertsizlik ve davasızlıktan kendini dedikoduya, kâğıt oynamaya, okeye, dizilere vuruyor.”

    siz o hissi çok yanlış anlamışsınız. boşuna gerilmeyin.

    • tebernûş cûşuhurûş , 12/09/2013

      evladım,
      bir matematik problemiyle bütün gün kendini tecrit eden, bulduğu el yazmasını incelemek için üç gün uyumayıp bir şey yemeyen, kudüs tekrar alınmadan gülmeyen adamları sen anlayabilir misin? ama ben onları anlayacak işler yaptım evladım.

      o bakımdan, şeytanın o avare adamı dürtüp dürtüp eşinin üstüne göndermesini bilirim ben. tek tanıdığı otorite jandarma çavuşu olan, devleti uzakta olan adamları iyi bilirim ben.

    • Niğde Gazozu , 20/09/2013

      Taşrayı çok yanlış tanımışsınız.
      Jandarma çavuşu mu kaldı Allah aşkına? Bakanlar cirit atıyor bizim köyde.

    • marques de sade , 20/09/2013

      işsiz güçsüzlükten kendini “cinsî ilişkilere” vermek diye bir şey var. mesele bu. en iyi ben bilirim bunu. çavuşu mavuşu bırak şimdi.

    • çavuş , 20/09/2013

      çavuşa kalkan eller kırılsın. sırf militarizme karşıyım diye çavuş tokatlamaya hazır bir okuyucu kitlesi var burada.

  • tebernûş cûşuhurûş , 11/09/2013

    “İş olmayınca çocuk yapmaya devam ediyoruz. Ben şahsen çocuk yapmaya devam edeceğim”

    bu hissi çok iyi anlıyorum. taşrada insan, dertsizlik ve davasızlıktan kendini dedikoduya, kâğıt oynamaya, okeye, dizilere vuruyor.

    adamın derdi beni mi gerdi? yok, adamın dertsizliği beni çok gerdi. para kazandıracak faaliyetler dışındakileri “iş” saymayan adam beni çok gerdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir