eskiden, omuzlarındaki çantalarından başka ellerinde ajandalarıyla çarşıda pazarda gördüğümüz başörtülü, mantolu genç kızlar olurdu. doksanlı yıllarda görülen bu kızlar, iki binli yılların başından itibaren yavaş yavaş kaybolmaya başladılar. şimdi onların yerine şallı, tunikli, ellerinde ajanda yerine cep telefonu olan kızlar türedi. keşke imkân olsa da ellerinde ajanda taşıyan o kızların taşıdıkları ajandaları toplayıp bunlardan bir kütüphane kurabilsem… kim bilir türkiye’nin zihin tarihi için ne kıymetli bir memba meydana gelmiş olurdu.
o ajandalarda neler vardı? necip fazıl’dan mısralar, okunan kitaplardan notlar, ödev vb. işler için hatırlatma notları, ev aidat listesi, okunan kitapların listesi, kılınan kaza namazlarının çetelesi, gece radyoda dinlenen berbat ezgilerden birkaçının sözleri, ayva reçeli tarifi, yılbaşında düzenlenecek o gereksiz ve özensiz fetih gecesi için organizasyon notları, bilmem ne partisinin hanımlar komisyonunda alınmış istişare kararları, okunacak kitapların listesi, kurutulmuş bir karanfil… belki de bunların hiçbirisi değil. tam olarak bilemeyeceğiz, o defterler yok olup gidecek.
yine de bir umut, sesleniyoruz. yetmişlerin sonunda, seksenlerin başında doğmuş ablası olanların dikkatine: ablanız eğer düğünden önce eşyalarını toplarken çöpe atmadıysa lütfen gidip kendisinden isteyin. birçoğu vermek istemeyecektir. mümkünse çalın! hatıra saklama ofisi için bu defterleri, ajandaları bize gönderin.
Edebifikir Hatıra Saklama Ofisi Sorumlusu Mehmet Raşit Küçükkürtül
5 Yorum