Mehmet Raşit Küçükkkürtül’ün “anketör’e cevap” Yazısına Dîbâce

Edebifikir’e “anketör” müstearıyla bir okur “evlenen yazarlara sormak istiyorum; evlenmeyi tavsiye ederler mi?” diye sormuş ve yazarımız Mehmet Raşit Küçükkürtül’de bir yazıyla bu soruya cevap vermişti.

Sulhi Ceylan ise Mehmet Raşit Küçükkürtül’ün sözkonusu anketör’e cevap başlıklı yazısına dîbâce yazdı.

# Şehr-i Züleyha kendini işgale açtıysa,

# Sevmenin yitirmek olduğuna inanıyorsan,

# Derinin altında buz gibi bir soğukluk taşıyorsan,

# Bin bir acaba her gece gönül iklimine yağıyorsa,

# Her adımın, derinlerinde kendine iz buluyorsa,

# Gözünü, hayata ve ölüme aynı heyecansızlıkla açıyorsan,

# Damarlarında yürüyen kan bedenini soğutuyorsa,

# Noktalama işaretlerinden soru işareti her zaman sana göz kırpıyorsa,

# Yazmak sadece içindeki rüzgârı fırtınaya çeviriyorsa,

Lou Andreas Salome sebebiyle Nietzsche’ye acıyorsan,

# Kan, trajedi ve dahası ise,

# Gözyaşların yanağını dahi ısıtmıyorsa,

# Hayatın, tekrarların tekrarına dönmüşse,

# Her gece üzerine bıkkınlık, yorgunluk ve dahası yapışıyorsa,

# Yüzün, akrep ve yelkovanı çalınmış bir saati andırıyorsa,

# Gözlerin rüzgâra kapılıp baktığı yeri kaybediyorsa,

# Şehirlerarası yollarda yitmeyi âdet haline getirdiysen,

# Sözcüklerin ağzından çıkar çıkmaz tutuşup hemen sönüveriyorsa,

# Unutma kelimesine methiyeler düzüyorsan,

# Defalarca ama defalarcaysa,

# Lügatinde, umut sözcüğünün harflerini dara çektiysen,

# Nereye dönsen o gerçeklik yüzüne şamar gibi iniyorsa,

# Gam bulutlarıyla gençliğin sırılsıklamsa,

# O simsiyah saçlar gündüzünü karartıyorsa,

# Derin bir soluk alıp orada kalakalıyorsan,

# Bindiğin otobüslerden bir türlü istediğin durakta inemiyorsan,

# Hayatın kendini oyan bir bıçak haline geldiyse

ne demek istediğimi anlamışsındır.

Sulhi Ceylan

DİĞER YAZILAR

11 Yorum

  • receb tayyib erdoğan , 14/04/2016

    # bunca şeye rağmen hala ülkeyi aziz milletimle yönetiyorsam

  • Öteli , 12/04/2016

    İçimizdeki rüzgar aklımızı alıp savuran bir fırtına olsa.
    Âh,keşke.

  • of , 12/04/2016

    Çün ezelden gam turabıyla yoğurulmuş bedendir bu

  • salome da bir nietzche'ydi belki , 12/04/2016

    madem öyle ben de birkaç soru sorayım

    yazmanın bedeli ıstıraplar ve buhranlar içinde bir hayat yaşamaksa hangisini tercih ederdiniz, yazmayı mı huzurlu yaşamayı mı?
    bu soruya da dürüstçe cevap vermenizi istiyorum, gerçekten neden yazıyorsunuz? yazmazsanız yazmadıklarınız sizi öldürür mü? okunmak istiyor musunuz yoksa sadece kendiniz için mi yazıyorsunuz? kendiniz için yazıyorsanız neden yayınlıyorsunuz? okunmasını istediğinizi mi okunmak isteneni mi yazıyorsunuz? beğenilmek için yazdığınız olmuyor mu? yazarken imajınızdan ödün vermemek için dilediğiniz gibi yazamadığınızı düşünüyor musunuz?

    • mehmet raşit küçükkürtül , 12/04/2016

      ben bu sorulara cevap yazarım. fakat karşımda gerçek bir insan, gerçek bir muhatap görmek istiyorum. bu kadar ciddi sorulara, samimi bir cevap vermek için karşımdakinin ciddiyetinden ve samimiyetinden emin olmam gerek. eğer sorularınızın ciddi olarak peşindeyseniz edebifikir editörü ile irtibat kurun. editör ile yüz yüze görüşün. veya ulaşabileceğiniz bir edebifikir yazarıyla…

  • Anketor , 12/04/2016

    Alemsiniz… bu yazıları okuyunca benim de gönlüme düştü bir şeyler. Islerden fırsat bulursam çabucak yazıp göndereceğim. İnşallah yayinlarsiniz…

  • vize haftası , 12/04/2016

    Allahım bugün de çalışamayacağım

  • hüma , 12/04/2016

    ‘Hayatın kendini oyan bir bıçak haline geldiyse’ bir ah daha…

  • kimse , 12/04/2016

    “çünkü herkes öldürür sevdiğini”

  • evli , 12/04/2016

    M.Rasit daha evlenmedigi için hep nasihat edici yazılar yazıyor. Sulhi ise evlenmeden evli olduğu için işin hakikatini yazıyor. M.Rasit uzun süre nasihat yazamayacak ve yazdığında nasihatleri tersini soyleyecek yani Sulhi nin şimdi dediklerini.

  • empatik , 12/04/2016

    “Lügatinde, umut sözcüğünün harflerini dara çektiysen,” ah…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir