Ömer Tuğrul İnançer’in Yanındayız

“Bu adamları Ortaçağ’da bırakamadık, biliyoruz. Ama bir susun da bıraktık sanalım. Bırakın da kendimizi kandıralım. Zira sizin kafalarınızdan tez vakitte kurtuluş yok, farkındayız.” (Melis Alphan)

Türkiye’de kuru gürültü çıkarmak isteyen birçok kişi, çeşitli vesilelerle birçok insanın nefesini tüketip vaktini çalıp enerji yakmasına neden oluyor. Henüz medya denilen belaya karşı, ne tür savunmalar geliştirebileceğimizi tam olarak bilmiyoruz. Şu ana kadar en doğrusu, bu beladan olabildiğince uzak kalmak. Gönül temizliği ve zihin berraklığı için şu an iyi usul bu.

Edebifikir olarak zaman zaman agoraya inip bazı tezgâhları tekmeliyoruz. Agora kendisini güvende hissetmesin, meydanı boş bulmasın diye böyle yapıyoruz. Pek kıymetli Ömer Tuğrul İnançer’in, onlarca konuşması onlarca yazısı var. Bunlar içerisinde Cihangir-Beyoğlu taraflarında oturan “Zeki Müren’in askerleri”nin tüylerini diken diken edecek birçok söz de var.

Şu birkaç gündür kopartılan kuru gürültü üzerine Hürriyet denilen mevkutede çiziktiren Melis Alphan diye birisi var ki yazının girişine dercettiğimiz lafları sümkürmüştür. Şimdi her şeyi bir kenara bırakıyoruz. Konjonktürmüş, şuymuş, buymuş… Ahmet şöyle demiş, Mehmet böyle demiş… Efendim, şu tarafmışız, bu tarafmışız… Şöyle dersek filandan yana gözükürmüş, böyle dersek falancanın gözünden öpermişiz… Bunların hepsini biz kulak arkası ediyoruz.

İki çift laf edeceğiz:

Ömer Tuğrul İnançer’in yanındayız, bunu böyle bil Melis Alphan.

Varlığımızla seni rahatsız etmeye devam edeceğiz. Hepimiz barbarız, hepimizin o ikiyüzlü dünyanıza kastımız var, kendinizi kandıramayacaksınız. Sözlerimiz sizi rahatsız etmeye devam edecek.

Edebin ne olduğundan bahsedeceğiz. Nefsinizin arzularını kerih görmeye devam edeceğiz. Öfkeden ve hasetten kudurarak sergilediğiniz davranışlarınızı görgüsüzce ve terbiyesizce bulacağız.

Zihninizi çepeçevre saran o “Ortaçağ Putu”yla sizler karanlığın ve cerahatin “Orta”sında yaşamaya devam edeceksiniz. Çağlar ve yıllar avuçlarımız arasında, bizden korkmaya ve rahatsız olmaya devam edin.

Kendinizi kandırmayı bırakın çünkü sözlerimiz sizi rahatsız etmeye devam edecek. Dün rahatsız ediyordu, bugün de rahatsız ediyor. Yarın da rahatsız edecek. Sonraki gün de… Dedelerimizin ve ninelerimizin sözleri sizi rahatsız ediyordu. Bizim sözlerimiz de ediyor. Korkun, çünkü yarın oğullarımızın ve kızlarımızın sözleri de sizi rahatsız edecek.

Toparlanın, hiç bir yere gitmiyoruz…

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • Sophia , 02/08/2013

    Ne anlamak istedilerse onu anladılar Ömer hocanın dediklerinden. Kendisini tanımayanlar onu yaftaladılar oysa biraz tanımaya çalışsalardı ne kadar yanıldıklarını anlayabilirlerdi. Yazık ki nasipsizdiler.

  • mahcub ve onurlu , 29/07/2013

    (İŞTE SİZ)

    Siz hürsünüz; siz şartsız ve kayıtsızsınız
    Bir balığın, bir siyah, bir kara balığın
    İncecik kılçığı üzerine yemin edersiniz;
    (K) harfi üzerine yemin edersiniz.
    Rakı içen kadınların, çiçek yiyen kızların
    İyilikleri, günahları ve çeyizleri üzerine yemin edersiniz.
    İstakozların, kırmızı ve mavi istakozların
    Bir mavzerlik peygamberlikleri üzerine,
    Küçük ve büyük, acılı ve acısız
    Yeminler yeminler yeminler edersiniz.
    Siz siz üzre yeminler edersiniz.

    (İŞTE BİZ)
    Biz hayret eder, kuvvet eder, dudağımızı bükeriz;
    Dudağımızı kör makaslarla dilim dilim ederiz
    İki tane elimiz var deriz;
    Bin tane elimiz olsaydı
    Bini birbirinin aynı olurdu deriz.
    999 elimiz kağıt gibi yansın,
    Bir elimiz güneş gibi dursun..
    Biz elbette dudak büker, hayret ederiz.

Sophia için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir