“Burası benim için bir gün, içimdeki bütün ölüleri gömüp gideceğim bir mezarlık” cümlesini okuyup kitabı yanındaki boş koltuğun üzerine bıraktı. Tren hareket edeli yaklaşık bir saat olmuştu. İçinde olduğu kompartımanı incelemeye başladı. Buraya kendi ölülerini, içindeki bütün ölüleri gömüp gömemeyeceğini düşündü. Kompartıman küçüktü ama onun içinde de pek ölü yoktu. En azından böyle düşünüyordu. Sonra tek tek içinden ölülerini çıkartmaya başladı. Annem, liseli sevdam, üniversiteli aşkım, kaybettiğim saflığım, unuttuğum meleğim, bir depresyon anında vurduğum gençliğim, beni seven ama benim sevemediklerim, şeyhimin gözyaşı, aldığım ah’lar… Birden durdu, düşündükçe içinin bir ölüler mezarlığı olduğunu ve trenin tamamının dahi bu ölüleri alamayacağını fark etti. Sonra bedenine baktı, bu bedene bu kadar ceset çok fazla deyip koltuğun üzerinde açık duran kitabı aldı ve okumaya başladı. Tren ağır ağır mahşer yerine doğru yol alıyordu.
Sulhi Ceylan
20 Yorum