Hayat

Hale Sungur’un şefkat ve yalnızlık kokan kısa öyküsü…

***

Küçükmüş, geceymiş üşümüş. Annesi yanına yatmış. Ayaklarını dizlerinin arasına alıp ısıtmış. Öyle ısınmış öyle ısınmış ki, içinden demiş “bana kıyamete kadar üşümek yok!”

Geceymiş, annesi üşümüş. Taşları nefesiyle ısıtıp annesinin küçülen ayaklarına koymuş. O günden sonra nefesi kendi içini bile ısıtamamış.

Küçükmüş, hoş gelmiş,  cennet kokusuymuş.  Almış annesinin buz gibi nefesini gözlerinin arasına. Annesi içinden demiş “artık  üşümek yok!” Biliyormuş ki, dünya ne kadar soğuk olursa olsun, annelerin dizleri hep sıcak olmalıymış.

 

Hale Sungur

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • kardan kadin , 29/09/2013

    Nurullah Bey’e katılıyorum. Daha üretken olmanızı rica ediyoruz sizden…

  • nurullah ataç , 19/09/2013

    teknik olarak bunu bir hikâye saymak mümkün mü? anonimleşen “internet meselleri”ndeki gibi tipler var, karakterler yok burada. öbür taraftan aforizmaya yaklaşan bir karakteri var metnin. üstelik bize herhangi bir mekânı, zamanı işaret etmiyor. hatta bu metnin türkçe yazılıp yazılmamasının da bir esprisi yok. başka bir dile tercüme ettiğinizde hissiyat, mana, atmosfer olarak kaybolacak bir şey var mı?

    minimal bir hikayede karakter inşa etmenin imkânsız olduğu iddia edilebilir. fakat bence yine de mümkündür. bir türkle bir almanı ayırmak davranış düzeyinde mümkündür. bir ankaralı ile bir trabzonluyu da ayırmak mümkündür. birimleri ne kadar aşağı çekersek çekelim bir karakteri ortaya koyacak nüansların olduğunu her zaman görürüz. lisan becerisi de işte burada devreye giriyor.

    hâle sungur hanımefendi’nin türkçe ve hikaye meselesini bize düşündürten hikayelerini okumak isterim, umarım kendisinden başka yazılar, hikayeler okumak mümkün olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir