Sizin Bu Çok Sesli Susmalarınız Beni Delirtmezse Sizin Kulaklarınızı Kanatır

Raşit Ulaş Çetinkaya,  kendine kök saldı ve durdu gökyüzüne baktı…

***

Dünya’nın bilmem kaç milyonuncu asrıydı. Belki beş milyon asır, belki elli milyon asır, belki de bir milyonuncu asırdı.

Bir uykudan uyandı ki; yeryüzü böyle bir uykuyu en son Kehf ashabında görmüştü.

Ne vakit uyuduğunu bilmiyordu. Neden uyuduğunu bilmiyordu. Nasıl uyuduğunu bilmiyordu.

Bir dünyaya uyandı ki dünya dünya değil. Ateş diyarı. Baktığı her yerde ateş görüyordu. Her yer yanıyordu. Herkes yanıyordu.

Bütün şehir yanıyordu. Rengârenk yanıyordu. Çok renkli yanıyordu. Çok ışıklı yanıyordu.

Büyük putlar gördü. Çok büyük putlar gördü. Saydı karşı kıyıda tam yirmi dört çok kibirli put gördü.

Küçük putları da gördü. Bazılarını insanlar ceplerinde taşıyordu. Bazılarını ellerinde taşıyordu. Bazıları putun üstündeydi, bazılarının put üstündeydi.

İnsanlar…

İnsanlar yürüyorlardı. Ama koşarak. Konuşuyorlardı. Ama çok hızlı. Bazen susuyorlardı. Ama çok sesli.

Hep bir yerlere yetişmeye çalışıyorlardı. Hep bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardı. Hep bir işi bitirmeye çalışıyorlardı.

Bir yerlere, bir şeylere yetişmek için yerin altına iniyorlardı. Yerin altında trene biniyorlardı. Gelen trenleri kaçırmamak için çok koşuyorlardı.

İnsanlar çok renkliydi. Gri tuval üstüne serpilen boyalar gibi renkliydi. İnsanlar çok hızlı ve çok renkliydi.

İnsanlar susarken de konuşurken de birbirlerinin yüzlerine bakmıyorlardı. Gözlerine bakmıyorlardı. Hiçbir yere bakmıyorlardı.

İnsanlar yürümeyi unutmuş, konuşmayı unutmuş ve dahi susmayı unutmuştu.

Caddeler yazılarla doluydu. Parlak yazılarla doluydu. Cennet vaadlerinin olduğu yazılarla doluydu.

Yazıları okudu. Dünyayı cennet sandı. Cennette ateş mi vardı?

Kim olduğunu düşündü. Neden nefes aldığını düşündü. Uyanmadan evvelki hayatı düşündü.

Hatırlayamadı.

Koşarak yürüyen insanları görünce kendisinin nasıl yürüdüğünü merak etti. Aksıyordu. Herkes koşuyordu o aksıyordu.

Uyumadan evvel de aksıyor muydu? Uyumadan evvel de insanlar koşuyor muydu? Uyumadan evvel herkes nasıldı?

Yürüdü. Aksayarak yürüdü. İnsanlar koştu o yürüdü.

Elinde put yoktu. Cebinde put yoktu. Döndü kalbine. Baktı. Kalbinde hiç put yoktu.

Her yerden sesler geliyordu. Karmaşık sesler geliyordu. Çok sesli kötü sesler geliyordu.

Durdu. Yine kalbine baktı. Kalbi tek sesliydi.

İnsanlar çokça hasta oluyorlardı. Çokça doktora gidiyorlardı. Çokça ilaç içiyorlardı.

İnsanlar ölüyorlardı. Çokça ölüyorlardı. Hep ölüyorlardı.

İnsanlar susuzluktan ölüyorlardı. Çoğu zaman baş ağrısından ölüyorlardı.

Ama henüz kulağı kanayarak ölen olmadı.

Yürürken bir ses duydu. Boru sesi gibi bir şeydi. İnsanlar, ellerindeki putları bıraktı. İçindeki putlardan çıkıp, atarak üstlerindeki putları kulaklarını tutuyorlardı.

Tiz bir sesle inim inim inliyordu insanlar.

Ve kulakları kanıyordu. Susuyorlardı ve kulakları kanıyordu. Başları çatlıyordu ve kulakları kanıyordu.

İnsanlar daha çok koşuyordu. Daha çok bağırıyordu. Susmuyorlardı.

O hâlâ aksıyordu. Hâlâ susuyordu. Hâlâ kalbi tek sesliydi.

Sonra sustu herkes. Bir anda sustu. Hiç susmadıkları kadar kaliteli sustular.

Bir kez daha uyandı sonra. Bir daha hiç uyumadı.

İnsanlar da uyumadı. Ama hep kulakları kanadı.

Raşit Ulaş 

DİĞER YAZILAR

5 Yorum

  • Uyanmayı unutan güzel , 14/09/2015

    Müthiş tek kelime ile müthiş neden daha önce keşfetmedim ben bu siteyi :(

  • Ağaçkakan Vudi , 29/05/2014

    yine güzel olmuş…

  • Ateist Filozof , 29/05/2014

    İnsanların kulakları dolu, duydukları sadece “öteki”

  • Bursevî , 29/05/2014

    kıyamet de kopacak sandım..

  • Melike , 27/05/2014

    Bu kadar koşar-adım hayatın içinde “şehre koşarak giren adam”ı ayırt edememek korkusu mudur bizi toprağa tutuklu kılan, bu soru ve bir soru daha illa başka koşuşlu bir adam şehre girsin ve “uyun o elçilere” telkininde mi bulunsun, yani açıp bi okumasa mıydık? Fastfood çağında “Yemeği soğutup yiyiniz.” güzelliğine dahi varıyor benim zihnimde bu yazı. Şair kanayan yaralara dokunmuş, ellerinin tuzlu olma ihtimali var üstelik..

Ağaçkakan Vudi için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir