Su Birikintisi

Ferhat, depo bölümünde tamı tamına altı yıldır çalışıyordu. Hayattan çok bir beklentisi olduğu söylenemezdi, zira hayatın da ondan bir beklentisi olduğunu düşünmüyordu. Pek az insanın yapabildiğini yapıyor; kimi zaman iş ve ev sorumluluklarını yerine getirirken derdi ve tasayı başından çabucak kovabiliyordu.

Fabrikaya gelen malların büyük bir aceleyle depo önüne çekildiği bir gündü. Zaten son dört aydır şirketin işlerinde bir açılma vardı. Anlaşılan, patronun yurt dışı hamlesi bu sefer ciddi ses getirmişti, aynı zamanda fabrika sahasına yığılan tırlar dolusu mallar da…

Ferhat söylenmeyi yıllar önce bırakmıştı. Kendisine bir fayda vermiyordu. Aksine kendisini üzen insanları düşündükçe ruhu kapanıyor ve içindeki bu koyuluk suçsuz yere evde bekleyen eşini ve kızını da esir alıyordu.

O gün işten tam bir saat otuz sekiz dakika geç çıktı. Fabrikanın karşısındaki otobüs durağında on sekiz dakika otobüsü bekledi. Sıkışıklık içinde, bedenini sığdırabileceği bir boşluk aradı. Uzun bakınışları sonucu herkesten özür dileyerek ilerlediği otobüsün en arkasında kendine bir yer buldu. Bir süre sonra otobüs tavanından gelen sesler duydu, yağmur yağıyordu. Yolu uzundu, sabrı da.

Bir saati aşkın süren yolculukta sona gelinmişti. Evine en yakın durakta düğmeye bastı. Kapı ardınca açıldı. Otobüs durağa tam yanaşmamıştı. Otobüsün kapısından yağmur birikintisine düşmeden kaldırıma atladı. Başarılı bir hamleydi. Her ne kadar içine kapanık bir insan olsa da basit şeylere sevinirdi. Ferhat su birikintisine bulaşmadan yaptığı bu isabetli atlayışıyla üzerindeki üzüntüyü attı. Kendinde bir güven oluştu. Kederli yüzünde nedense çocuksu bir sevinç vardı. Taşıdığı poşetleri sıkıca kavradı. Genç adam, eve bir an önce varmayı istiyordu.

Abdullah Karaca

DİĞER YAZILAR

4 Yorum

  • beyza , 18/10/2014

    Küçük şeyler de insanı mutlu edebilir.
    Bu bende de oluyor o yüzden her ne kadar Ferhat kadar olamasam da samimi geldi bu öykü.

  • wall-e , 18/10/2014

    temiz işçilik.
    her nereden ilham alıyorsan bu işi sürdür

  • Nubar Terziyan , 17/10/2014

    çok tadında bir hikâye, abdullah karaca’nın minimal hikâyeye daha çok emek vermesini umuyoruz. edebifikir, minimal hikaye üssü olacak galiba. minimal hikâye türünü tanıtacak metinlere de ihtiyacımız var.

    abdullah’ın hikâyesini daha da hafifletmesi lâzım; sözün şehvetine kapılmadan, daha sade ve daha az kelimeyle… teşekkürler abdullah…

  • HASHIMOTO , 17/10/2014

    sade ve basit.
    beğendim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir