“kelime”
Çoğumuz şiiri bir kelime işi sanır: En uygun kelimeleri seçmesini, en elverişli mısraları kurmasını bileceksin! Mısra bir kelime katarı olduğuna
Orhan Veli “Kolayca okunabilen bir şiirin kolayca yazıldığını mı sanıyorsunuz?!” derken sanırım şiirin edebi sanatlar içinde en zor sanat olduğunu
Fehîm-i Kadîm 17. yüzyılın İzzet Molla’sı Divan şiirinin Rimbaud’sudur. Hayat macerası bilhassa İzzet Molla’nınkine pek benzer. Hemen önceki asırda yetişmiş
Gelibolulu Mustafa Âli, Taşlıcalı Yahya için “Şekline bakanlar onun bir şair olduğuna asla inanmazdı. Hal ve hareketleri tuhaf karşılanırdı” demiş.
Mihr parmak ile ol mahın cemalin gösterirMah-ı nev aynı ile ebrusu hilalin gösterir Kalbi saf ayineden öğren mülayim olmayıKim ki
(Keçecizâde İzzet Molla’nın Gülşen-i Aşk adlı eserinin ilk iki sayfası ) Meşhûrdur ki fısk ile olmaz cihan harâbEyler anı müdâhane-i âlimân harâb Bilmez
Tevfik Fikret, bir neslin bilhassa Devlet-i Aliyye’yi yıkan kadroların idolü olmuştur. Kadim medeniyetimize, dinimize ve kitabımıza sövmek onunla birlikte bir
(…) Ağuş-ı mâderiden hâk-i vatan eazzdir, Andan daha muazzez bir nûrdur gubârın. Ser-pençe-i kazâdan bi-fark idi deminde, Zeyl-i rızâyı sarmış
LXXXVVIV Şiir anlam örüntüleri içerisinde kendi anlamını dünya üzerindeki anlamlarla birleştirir. Diğer sanat dallarından ayrılan yanı bunu imgelere yaslayarak aktarmasıdır.
Bu ab u tâb kandan, meyhaneler de bilmez Sahbâda neş’e kimden, mestâneler de bilmez Çeşm-i medide-hâbe âyineler de hayrân Mahiyyet-i
Hayalhanemize Işık Tutan Metin: Şiir LXXXVIII İlhan Berk “Şiirin Gizli Tarihi”nde “Bir şiir yazılıp yeryüzüne çıkmışsa, dünyada bir şeyler
LXXXV Şiir, bir iç kale savaşıdır. [şiir vurmak içindir. aklına geldiğinde yine tekrar ediyorsan ve sonra durup durup yine tekrar
Bir şeyin yeni olup olmadığına dair hüküm verebilmek için yalnızca yeniye değil, eskiye de vâkıf olmak gerekir. Türk şiiri mevzubahis
“Nâmım Fuzûlî! Oturduğum yer Kerbela toprağıdır. Nereye ulaşsa, şiirlerime hürmet gösterilmesi icap eder! Şiirlerim ne altındır ne gümüş! Ne laldir