İfadelerin Gramatik Ayırımı

Künye: İfadelerin Gramatik Ayırımı, Şakir Kocabaş, Küre Yayınları, 1. Baskı, 2002, İstanbul.

***

Bu kitap esas olarak çeşitli ifade biçimlerinin gramatik olarak nasıl birbirinden ayrılabileceği hakkındadır. (Sayfa IX)

Burada benim, bir yandan temel inanç ifadelerinin teorik bir temele oturtulamayacağım söylerken, öte yandan bunlara mantıksal bir temel bulmaya çalıştığımı zannedebilirsiniz. Bu, iki bakımdan yanlış bir düşünce olacaktır. Birincisi, mantık ifadeleri ancak diğer mantık ifadelerine temel olabilir. İkincisi; temel inanç ifadeleri, bir hayat tarzını yansıtan bütün lisanlarda bir mantıksal-yere sahiptir. (Sayfa 14-15)

Yaygın bir gramer hatası; temel inanç sorusuna hipotetik bir cevap aramaya kalkmak. Gene yaygın diğer bir gramer hatası; hipotetik bir soruya (yani hipotetik açıklama gerektiren bir soruya) dinî bir cevap aramaya kalkmak. (Sayfa 15)

Temel inançları ve ibadetleri antropolojik, psikolojik, ekonomik vs. hipotezlerle (veya teorilerle) “açıklama”ya kalkmak, bir balama, bizim neden şu şu formül mantık aksiyomlarına veya şu matematik kavramlara ve tekniklere (toplama, çıkarma, çarpma gibi) sahip olduğumuzu hipotezlerle açıklamaya kalkmaya benzer ki böyle bir soru sonunda şu cevapla noktalanır: “Biz böyle yapıyoruz.” (Sayfa 18)

Hareket halindeki çeşitli cisimlere ait hesaplamalarda uygulamakta olsanız bile “Nevvton Mekaniğine inanıyorum” demezsiniz, neden? Relativite (izafiyet) teorisine karşıt olarak: “Nevvton Mekaniğine artık inanmıyorum” da demezsiniz. Şu halde: “Evrim Teorisine inanıyorum (veya inanmıyorum)” demek nasıl anlamlı olabilir? (Sayfa 19)

Popper’ın yanlışlama (falsification) prensibi hakkında şunu söyleyebiliriz: “Eğer bir teorinin doğruluğundan bahsetmek anlamsızsa, yanlışlığından bahsetmek de anlamsızdır.” (Popper bunu göremediği için eleştirilerle karşılanmıştır).

Popper’ın bir teoriyi yanlışlaması, aslında bir teorinin yanlışlanması değil, onun belli bir takım olaylar üzerindeki bir yorumunun yanlışlanmasıdır. (Sayfa 38-39)

Temel inanç ifadeleri için sağlanabilirlik veya olaylarla karşılaştırılabilirlik esas değildir. (Sayfa 48)

Eğer bir şeyden şüphede isen, mutlaka başka bir şeye inanmaktasın demektir. Diğer bir deyişle, bir şeye inanmadan başka bir şeyden şüphe etmek imkansızdır. (Sayfa 49)

Marksistlerin yaptığı nedir?

1) Teorik açıklamalara tekel koymaya kalkmak.

2) Teorik terimleri temel inanç grameri içinde kullanmak.

3) Yaptıkları bütün açıklamaların hepsini bilimsel (yani teorik) açıklamalar diye gösterme sihirbazlığına kalkmak. Materyalizm, teorik terimleri dinî bir gramer içinde kullanma girişimidir. (Sayfa 62)

Herhangi (psikolojik veya başka) bir teori, herhangi bir din için tehdit teşkil etmez, yeter ki o teori bir temel inanç şekline, veya o söz konusu din bir teorik sistem şekline dönüştürülmemiş olsun. (Sayfa 67)

Freud’un kendi dini de dâhil olmak üzere, her bir din, belli bir hayat tarzına anlam veren şeydir ve o aynı zamanda bu hayat tarzı içinde ortaya konan açıklamaların da temelidir. (Sayfa 68-69)

Yukarıdaki ifadelerde görmüş olabileceğiniz gibi, Freud’un yaptığı şey, “illüzyon”, “nevroz”, “içgüdüsel güçler” gibi teorik terimleri teorik-olmayan bir gramer içinde kullanmak. (Sayfa 70)

Aktaran: Serdar Kocabaş

DİĞER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir