Liberal Bir Hançer olarak Guantanamo

Guantanamo. Küba sınırları içerisinde bir toprak parçası ve aynı zamanda bir körfeze verilen ad. Kuzey Amerika’nın Güney’inde, Güney Amerika’nın Kuzeyinde bir yer. Güneybatısında Jamaika, Güneydoğusunda ise Haiti var. Dünyadaki “sosyalist” birkaç devletten biri olan Küba’nın kalbine saplanmış liberal bir hançerdir Guantanamo. Sebebi ise Ebu Gureyb Hapishanesi ile aynı babadan doğmalarıdır.

Akrepler sıradışı şekilde ürerler. Erkekleri dişileri dölledikten sonra kaçar. Eğer kaçmayı başaramazsa dişisi erkeğini yakalar ve yer. Hatta nadiren de olsa erkek dişiye yaklaşamaz. Spermlerini uzaktan fırlatır ve dişisini o şekilde döller. Bugün Guantanamo ve Ebu Gureyb Hapishaneleri akrebimsi nüvelerdir. ABD epey bir mesafeden Irak’ta Ebu Gureyb’in  doğumuna sebep olmuş. Yine uzaktan aynı şekilde Küba’da Guantanamo hayat bulmuştur.

Küba ile ABD ilişkileri elli yıldan fazla bir süre diplomatik olarak en alt seviyedeydi. Seyahat yasakları, ticari ambargolar, karşılıklı ültimatomlar ve tüm bu durumlara eşlik eden krizler. Bunlardan en önemlisi ise Küba ile ABD arasındaki füze kriziydi. 1962 yılında Küba kendisi gibi sosyalist olan SSCB’den nükleer füze sistemi alıp ülkesine konuşlandırdı. Bunun üzerine ABD ile Sovyetler Birliği arasında çok derin bir kriz ortaya çıktı. SSCB Lideri Nikita Kruşçev Türkiye’den ABD füzelerinin sökülmesi karşılığında Küba’dan füzelerini sökeceğini açıkladı. Karşılıklı geri adımlarla kriz tatlıya bağlandı.

Guantanamo Hapishanesi 2002 yılında başta Afgan uyruklular olmak üzere hepsi Müslüman sanıklarla dolduruldu. Sanıklar hakkında elle tutulur belgeler olmamasına rağmen sistematik olarak işkencelere tâbi tutuldular. 11 Eylül saldırılarından ötürü El-Kaide ile ilişkilendirilmek istendiler. Daha sonra ABD Ulusal Güvenlik Ajansı sanıkların bırakılabileceği açıklamasını yaptı. Ama ilgili ülkelerin buradaki vatandaşlarını kabul etmedikleri bahanesiyle salıverilmediler.

Guantanamo Hapishanesi’nin asıl esprisi ise ruhunun şeytani oluşu. Bu insan varlığını hiçe sayan yer, ABD sınırları içinde olmadığı için, ABD Federal Mahkemesi’nden bu suçlular için bir talepte bulunmak imkânsızdı. Mahkûmların statüleri ise zaten belirsizdi. Savaş suçluları olarak mı yoksa yasadışı savaşçılar olarak mı adlandırılacakları bilinmiyordu. “De Facto” bir durum mevcuttu. De Facto (fiilî) durum aşılsa bile izlenecek tanımlı bir De Jure (hukukî) metot öngörülemiyordu.

Guantanamo mahkûmları turuncu tulum krizi ile de gündeme geldi. Tek tipte bir kıyafet… Sevimsiz mi sevimsiz, insanın bir yere koyamadığı turuncu bir renk. Hapishanenin kendini terbiye edici olarak görmesine uygun bir yaklaşım. İşkence yöntemleri ise bir hayli çeşitli. Suda boğulma hissi yaratan bir yöntemden tutun da pornografi odalarında sorgulara kadar. Zorunlu olarak sakal kestirmek, yerlere yemek döküp oradan yemeye zorlamak, insanın edep yerlerine yönelik utandırıcı hareketler ve uykusuz bırakmak gibi durumlar ise herkesçe bilinenleri. Eşrefi mahlûkat olan insanın giyotini kurtuluş olarak görmesini sağlayacak kadar da zalimce.

Hastalık mı suçu doğurur yoksa suç mu hastalığı doğurur meselesi çok öncelerden bu yana tartışılan bir yumurta-tavuk bahsi. Hastalıktan bahis zihnî bozukluklar. Öne sürülen teorilerin ortak noktası ise irade zayıflığı. İradesi zayıf bir hasta kontrolünü kaybetmeye çok meyyaldir. Ve suç işlemeye gittikçe suni bir meşruluk yükler. Keza herhangi bir sebepten dolayı suç işlemiş birisi de iradesi zayıfsa zihnen diri olmakta güçlük çeker. Kaçınılmaz olarak zihnî bozulma süreci başlar.

Guantanamo’daki bu sistematik işkencelerin ana hedefi mahkûmların bedeni değil iradesi idi. İradesi zayıflatılan mahkûmlar böylece ya hastalanacak ya da suça meyyal hale gelecekti. Bu insanlar tekrar toplum içine salındıktan sonra ise bir virüs olarak toplumda yaşamaya devam edeceklerdi.

Guantanamo Hapishanesi’nin kapatılacağı yönünde birçok açıklama yapmasına rağmen ABD Hükümeti burayı tamamıyla kapatmadı. Umulur ki kapatılır ve dünyanın kalbinden bir siyah nokta daha eksilir.

Muhammed Furkan Kâhya

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir