Duramayanlar

Yürüyüş kararı sayılan adımlar kadardı
çirkin seslerimizle vardığımız zemin katlar.
Yontulmuş tırnakların eziyeti nispetince
kibrimiz kamaşıyor,
örselendikçe yalçın dağlar çıkıyor dişlerimizden.
Örselendikçe kızgın alevler saçıyor.

Islık çalan avcıya şehvetli bakışlarını,
dönüşlerinin sivriliği kesiyor; düğümlü yerinden halatlarını.
Düşen zerrelerin her biri yemin ve susuzluk,
gözlerin sahraları aşıyor.
Korkulan oldu korkulan oluyor.

Kavrulan ciğerlerim buğz ederek nefesleniyor
susuşlarım kayboluyor yutkunarak başladığım sözlerde
hâkim olunmayan melanete hadim.
Dönüşler en sert yerinden kanatıyor ütülmüş kanatlarımı.
İzler, en çok insan için iz oluyor.

Belaya hemhal sesler işitiyorum
şecaat üfleyen rujlu dudaklardan çıkan.
Günahın bin türlüsünü gezdiriyorum kulaklarımda
mavera ardımda kalıyor
ardımda kalıyor çıkmaz denilen sokaklar
dönüşler yakıyor, dönüşlerdir yanıyor.

Süreyya Altunkara

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir