sana gitme demeyeceğim, otuz
kuşun ardından, gülün mirâcı
kuyuya düşmek; neredeyse yokuz
ya da olsa olsa bir acıya kiracı
sanki kaf dağından len terâni
nasılsa Söz lâla, Dil dadı
Hüsn yok, Beyban gitmiş, Lavinia hani
artık bu oyunun tadı kalmadı
sana gitme demeyeceğim, binbir
gece değil, elbet bir çile
orda her akşam Divân-ı Kebîr
okuyan biri var olmasa bile
ben nil’im, kendini bana bırak git
sana nûrusiyâh’ı okuduğum vakit
Ercan Yılmaz
(Yasak Meyve, 61)
2 Yorum