Yazılar:
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi
  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı
  • Edebifikir Radyo
  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları
  • Hitler’in Sahte Günlükleri
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III
EdebiFikir logo
eylem bir kız ismi değildir!
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050
  • Anasayfa
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • İletişim
  • Kategoriler
    • Buz Gibi Ofsayt!
    • Deneme
    • Dergi
    • Edebifikir Haber Ajansı
    • Fikir
    • Günlük
    • Haber
    • Hatıra Saklama Ofisi
    • Haykırış
    • Hikâye
    • Hikmet
    • Karikatür
    • Mektup
    • Mısra Güzeli
    • Kitap
    • Nümayiş
    • Poetika
    • Portre
    • Söyleşi
    • Şiir
    • Sinema
    • Sorgulama
    • Video
  • Dosyalar
    • Cemil Meriç
    • İsmet Özel
    • Kitap Pusulası
    • Sezai Karakoç
    • Vasiyetim
    • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
    • Sözlük
    • 2119
    • 2050

Yaralı Bilinç

Sizden Gelenler  |  22/12/2014  |  Kategori : Kitap   |  Okunma:8.220

11

İslam âleminin birkaç yüz yıldır içinde bulunduğu buhran hakkında birçok yazar fikir yürütmüş, bu durumun sorumlusu olarak çeşitli nedenler göstermiş ve çözüm yolları aramıştır. Daryush Shayegan’ın Yaralı Bilinç adlı eseri de bu minvaldedir.

Şayegan’a göre medeniyetlerin bilinçaltında dünyayı algılayış şeklimizi belirleyen, o medeniyetin mensuplarının a priori olarak kullandığı ontolojik epistemeler* vardır. Rönesans’a kadar tüm dünya Galileo öncesi epistemeyi paylaşırken bundan sonra batı dünyası tek başına klasik (Descartçı) epistemeyi ardından modern epistemeyi benimsemiştir.

Galileo öncesi döneme sempati ve anoloji ilkeleri hâkimdir. Dünya çözülmesi gereken sembollerin toplamıdır dolayısıyla bilmek yorumlamak demektir. Her şeyde Tanrı’nın imzası okunur ve bilgi Tanrı’yı işaret ettiği ölçüde değerlidir. Evrende analojilerle ispat edilebilecek derin bir uyum vardır. Tüm benzeştirmeler insanın üzerinde yoğunlaşır. Mikro kozmos makro kozmosun tecelligâhı haline gelir.

Klasik epistemenin dünyası ise sembollerinden arıtılmış geometrik bir dünyadır. Ruh maddeden ayrıştırılarak düalizme varılmış. Bilimin konusu matematiksel önermelerin ifade edebileceği fenomenlerle sınırlandırılmıştır. Nesnelerin bilgisine varmak için kuvvetli bir gözlem ve çıkarsama yeterlidir. Artık benzerlikler bilgiye ulaştırmaz bilakis çözümlemenin önündeki engeldirler.

Modern epistemede ise klasik epistemede göz ardı edilen şey yani özne bilgi sahasına yeniden giriş yapmıştır. Yalnız bu sefer Galileo öncesi dönemdeki gibi merkeze oturmaz. Öylesine bir yerdedir, maymunla üstün insan arasında veya diyalektik materyalizmin öngördüğü gelişim süreçlerinin herhangi bir yerindedir. Tarihsel bilgi yeniden popüler olmuş süje de obje olmaya başlamıştır. Evrim kavramı pek çok bilim dalının ilkelerine katılmıştır.

Tüm bunlar Batı dünyasında organik bir sürecin işleyişinde yaşanmıştır. Sanayi devrimi, reform süreci, aydınlanma çağı gibi dünyanın şu anki halinde olmasından sorumlu olan olaylar Batı dünyasının içinde cereyan etmiş, Batı’yı yukarıda bahsettiğimiz köklü zihinsel değişiklere hazırlamıştır.

İslam dünyası ise bu olayların ancak sonuçlarından haberdar olmuş. Bu bile çoğunlukla emperyalizmin çeşitli şekillerde toplumu etkilemesiyle travmatik bir şekilde vuku bulabilmiştir.

Peki İslam dünyasını bu süreçlerden uzak tutan şey neydi? Şayegan tarihte tatil diyor. Biliyoruz ki Batı’da düşünsel devrimlerin motorunu pozitif ilimler oluşturmuştur. İslam biliminin donuklaşmasındaki temel sebepse klasik öncesi epistemenin tüketilmesi, âlimlerin yeni bir epistemeye geçeçek riski göze alamamalarıdır.

Mesela İbn Nefis küçük kan dolaşımını bulduğu halde diğer hekimler bu olayın sonuçlarını dikkate almayıp eski teorilerini revize etmemişlerdir. Neden? Çünkü küçük kan dolaşımının öngördüğü vücut, pompa ve borulardan oluşan makinelere benzemektedir. Yani insan vücuduna klasik epistemede gördüğümüz türden bir bakışı gereksindirtmektedir.

El Biruni ve daha birçok İslam âlimi güneş merkezli sistemin mümkün olabileceğini düşünüyordu, o halde neden Batlamyus sistemini mükemmelleştirmekle yetindiler? Cevap yine aynı bu sistem farklı bir tür kozmolojik bakışı gerektiriyordu. Veya Çin’in muhteşem deniz gücüne rağmen emperyalizme tevessül etmemesi de benzer şekilde açıklanabilir. Şayegan’ın deyimiyle gotik katedralimize son taşı koyduktan seyreylemeye çekilmişiz.

Günümüze gelecek olursak İslam dünyası farklı epistemeleri birden yaşamaktadır. Sıkıntılı olan durum ise bu iki farklı dünya görüşünün asla yan yana gelemeyecek durumlarda birbirine karıştırılmaları daha kötüsü ise bunun bilinçsizce yapılması. İran’ı ele alıcak olursak sekülerliği ve Batılı değerleri toplumdan dışlayan devlet sonunda içerden modernleşmeye başlamış ve sonunda karşı çıktığı şeyin bozuk bir kopyası olmuştur. Şayegan’a göre İslam klasik öncesi epistemenin oluşturduğu bir düşünce sistemdir. Günümüz koşullarına çözüm bulabilme kapasitesi yoktur. Dolayısıyla ekonomide siyasette ve benzeri konularda hayatı şekillendirebilecek bir pozisyona getirilmiş olsa bile varlık nedenine zıt Batılı fikirler ithal etmek zorunda kalır. Böylece gelenek ve modernlik birbirine en kötü bir biçimde yamanmış olur.

Bu durum bilgi kirlenmesinin ve İslam dünyasındaki sağırlar diyaloğunun başlıca müsebbibidir. Şayegana göre entelektüellerimizin çoğu elma ile armudu istifini bozmadan birbirine karıştırmaktadır. Mesela Ali Şeriati’nin düşüncesinden şöyle bahseder: Tinin fenomenolojisi ve akıl sisteminin kavramsal aygıtından yoksun bırakılmış bir Hegel ile kuramdan ve praxisten yoksun bırakılmış bir Marx’ı bir de iki kutbundan (mebde ve maad) koparılmış bir İslam’ı karıştırarak oluşturulmuş koyu bir çorba. İslam böyle sentezlerde Batı’nın elden düşmüş kuramlarını satabilmek için yüzeye vurulmış bir boya işlevi görür. Bu ise İslam’ın kendisine de büyük zarar vermektedir.

Nitekim İran’da şeriata itaat mazoşizme, şiiliğin önemli değerlerinden takiyye yalancılık ve düzenbazlığa, şehitlik fanatizme çevrilmiştir. İslam totaliter rejimin çirkin yüzünü örten bir perde olmuştur.

Şayegan geleneksel değerleri batılı ölçülerle değerlendirmeye karşı çıktığı gibi tam tersine de karşı çıkmaktadır. Çözüm dinin artık yönetemeyeceği alanlardan çekilmesi, geriliğimizi alçakgönüllü bir şekilde kabul etmemiz ve dünyada devam eden ritme yeniden dâhil olmamızdır.

***

Peki Şayegan bize ne katar. Öncelikle Şayegan’ın dikkat çektiği sorunları çok hayati buluyorum. Bugün şu bir gerçek ki üniversitelerde okutulan bilimleri sadece kullanmak için değil bu bilimlerin gelişiminin parçası olmak için de öğrenen her kişi bilimlerin arkasındaki bilim felsesini de kavramak zorundadır. Nitekim şu haliyle bilim felsefesinin bizi Allah’a yakınlaştırmaktan çok uzaklaştırdığını söyleyebiliriz. Hücrenin Moleküler Biyolojisi adlı textbook daha girişinde canlılığın kimyasal işlemlerin toplamı olduğu önermesiyle başlar. Yani Şayeganın bahsettiği düşünsel çatlamanın İslami geleneklerle yetişmiş herkes için gerçek olduğunu görmek çok da zor değil. Fakat bu noktada sorunun çözülebilir olduğunu düşünerek Şayegan’dan ayrılıyorum. Konuya ilgi duyanlar için problemin çözümüne yönelik bir adım olan Osman Bakar’ın İslam Bilim Tarihi ve Felsefesi adlı kitabını önerebilirim. Bu kitapta İslam’ın bir orta yol dini olarak çeşitli bakış açıları (episteme de diyebiliriz) arasında denge kurması gerektiği savunuluyor.

Ayrıca Selefi akımların ve sapkın hareketlerin yayılmasınının bu kadar kolay olduğu bir ortamda kimin ne kadar İslami olduğunun değerlendirilmesinde Şayeganın fikirlerini oldukça yararlı buluyorum.

Şamil Şulul 

* Episteme verili bir tarihsel dönemdeki tüm kültürel ve düşünsel farkları kendinde belirleyen temel düzen ya da ana kod olarak açıklanabilir (vikipedi). Kelimeyi ilk defa bu anlamıyla Foucault kullanmıştır.
Tweet

11 Yorum

  1. Ebu Mübeyyen 19.02.2016 16:23:09

    Okundu.

    Cevapla
  2. çiçek abbas 01.01.2015 04:09:44

    oysa bana tam da kopardığınız sayfa lazımdı. kim bilir ne yazılmıştı oraya. aahh bu merak duygusu öldürecek beni. kopardığınız sayfa duruyorsa onu da yollamanızı rica edeceğim.

    Cevapla
    • Tek Yol Merve 01.01.2015 10:16:11

      Belki de, Çiçek Abbas, o son sayfayı okuduğunda yıllardır aradığı cevabı bulacaktı.
      Belki de, Çiçek Abbas, o son sayfayı okuduğunda o son sayfa dile gelip ben senin okuman için yazıldım diyecekti.
      Belki de, Çiçek Abbas, o son sayfayı okuduğunda okuduğu son sayfa olacaktı.

      Cevapla
      • gerçek merve 01.01.2015 20:24:51

        değil mi ama :))

        Cevapla
  3. gercek merve 22.12.2014 23:43:09

    Okuldan bir hoca tavsiye etmisti bu kitabi, alip okumustum hic usenmeden. Isteyen varsa yollayabilirim, zira kutuphanem bir deger kaybetmeyecektir. Bir de yazari iranli, islam islam ile kitapta bahsettigi islamin sureci elbet kendi perspektifinden. Hatta oldukca. Son olarak cok epistemik. Bir de ceviri olunca hepten bunaltabiliyor.

    Cevapla
    • çiçek abbas 23.12.2014 10:46:59

      editörden adresimi alıp, bana yollayınız lütfen.

      Cevapla
      • gerçek merve 30.12.2014 18:18:48

        kitabı yolladım,edebifikir’den teslim alabilirsiniz çiçek abbas. ama çok çiziktirmişim vakti zamanında.

        Cevapla
        • çiçek abbas 31.12.2014 13:06:47

          Sevgili gerçek merve,

          gönderdiğiniz kitabı sayın editörden teslim aldım. çok teşekkür ederim.çok makbule geçti. nezaketiniz karşısında kelimeler kifayetsiz…

          keşke şu adreste de görüldüğü üzere (http://www.metiskitap.com/catalog/book/4370) kitabın sayfa sayısı 190 değil de 208 olaydı. olaydı ah olaydı…

          Sevgiler.

          Cevapla
          • gerçek merve 31.12.2014 19:34:33

            Rica ederim ama bir yanlış anlama olacak kitap zaten 191 sayfaydı ki. Ben sadece mecburen son sayfasını içim acıyarak koparmak zorunda kaldım, orda da yarım sayfa bir şey yazıyordu. Buradan da bakabilirsiniz: (Malum erkeklerde biraz güven problemi var.)

            http://www.kabalci.com.tr/metis-yayinlari/daryush-shayegan/yarali-bilinc-geleneksel-toplumlarda-kulturel-sizofreni-9789753423564.htm

            Sizin dediğiniz 4.basım,son basım, size sanırım o lazımdı.. Ama artık ne yapalım onla idare edin kardeş.

    • Meral Özdemir 19.02.2017 00:38:39

      Merhaba. Kitabı ben istesem. “İsteyen varsa gönderebilirim” demişsiniz. Hocam odev verdi bu kitabı..

      Cevapla
  4. Julıo Cortazar 22.12.2014 18:08:53

    Eyvallah, Şamil Şulul. Eline sağlık.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cancel reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Yazı

Kitap Sohbetleri

Sonraki Yazı

Katil Eller

İlgili Yazılar

  • 1

    Konuşan Tarih 4

    Davut Bayraklı
    Yazarımız Davut Bayraklı'nın yeni...
  • 1

    Küreselleştikçe Batılılaşan Dünya

    EdebiFikir
    Künye: Küreselleştikçe...
  • Rahime’nin Yüz Görümlüğüne Ağıt

    EdebiFikir
    Bahadır Dadak’ın “Rahime’nin...
  • 4

    Kitap ile E-kitap Arasındaki Farklar

    EdebiFikir
    1. Kitabın bir bedeni vardır ve bu...
Facebook
Twitter
YouTube
Instagram

Edebifikir Radyo

Son Yorumlar

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Züheyla BOYNUKALIN
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Çaylak
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Hamdullah
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Tacettin
  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi için Sümeyye
  • Tarhana İçen Çocukların Sosyolojisi III için lamekan
  • Edebifikir Radyo için Hep Hiç
  • Edebifikir Radyo için eski bir radyocu
  • Edebifikir Radyo için Nazenin
  • Edebifikir Radyo için yemen illerinden

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • Suyum Unum Buğdayım
  • Ölüm Risalesi
  • “İyi de çocuk pencereden de düşebilir!”
  • Herkese Selam Sana Hasret
  • Genç Werther’in Acıları

Yazarlar

  1. Abdullah Karaca
  2. Adem Suvağcı
  3. Bahadır Dadak
  4. Bilal Can
  5. Celal Kuru
  6. Cüneyt Dal
  7. Davut Bayraklı
  8. Feyyaz Kandemir
  9. İbrahim Halil Aslan
  10. Mehmet Erikli
  11. Mehmet Raşit Küçükkürtül
  12. Mücahit Emin Türk
  13. Muhammed Furkan Kâhya
  14. Muhammet Emin Oyar
  15. Ömer Ertürk
  16. Ömer Can Coşkun
  17. Sizden Gelenler
  18. Süleyman Mete
  19. Sulhi Ceylan

Son Eklenenler

  • Radyo Dersleri: Hikem-i Atâiyye Şerhi

    Sulhi Ceylan
    23.01.2021

  • Aşkar’ın 57. Sayısı Çıktı

    EdebiFikir
    23.01.2021

  • Edebifikir Radyo

    EdebiFikir
    22.01.2021

  • Kendini Kandırmak Yahut Bir Şehrin Uyandırdıkları

    Muhammed Furkan Kâhya
    22.01.2021

  • Hitler’in Sahte Günlükleri

    Davut Bayraklı
    21.01.2021

Çok Okunanlar

  • Ayrılık Sevdaya Dahil
  • Doğruluk ve Gerçeklik
  • Türkçe Sözlükleri
  • Racon
  • Sen de Yaz
  • Derin Yapılanma
  • Poetika Kelimesinin Tanımı ve Mahiyeti
  • Niçin Sevdiniz?
  • İletişim
  • Suyum Unum Buğdayım

Kategoriler

  • 2050
  • 2119
  • Buz Gibi Ofsayt!
  • Cemil Meriç
  • Darbe Gecesi Ne Yaptınız?
  • Deneme
  • Dergi
  • Dosyalar
  • Edebifikir Haber Ajansı
  • Fikir
  • Günlük
  • Haber
  • Hatıra Saklama Ofisi
  • Haykırış
  • Hikâye
  • Hikmet
  • İsmet Özel
  • Karikatür
  • Kitap
  • Kitap Pusulası
  • Mektup
  • Mısra Güzeli
  • Nümayiş
  • Orada Neler Oluyor?
  • Poetika
  • Portre
  • Sezai Karakoç
  • Şiir
  • Sinema
  • Sorgulama
  • Söyleşi
  • Sözlük
  • Vasiyetim
  • Video

Sayfalar

  • Ana Sayfa
  • Derin Yapılanma
  • Dosyalar
  • İletişim
  • Racon
  • Sen de Yaz

Seçmeler

  • 8

    Sokak Lambası

    By Ömer Can Coşkun
    İki binanın arasında, uzun karanlık...
  • Anasayfa
  • İletişim
Copyright 2017 - Tüm hakları Edebifikir.com'a aittir...